BAYRAMIN GÜL BAHÇESİ
Bayram çocukluğunda cüzzam’a yakalanır fiziksel olarak bedeninde bazı değişiklikler oluşur,bayramin emsaleri kendisiyle dalga geçerler taklit edip kaçarlar kızdirirlar bayram da kendisiyle dalga geçenleri taklit edenleri döver,bayaram kendisiyle dalga geçmeyen Mehmdi sever gel seninle musayip olalım der bayram Mehmet ile musayip olur bayram Mehmetdi koruma altına alır mehmet çok mutlu olur,bayram büyüdükçe etikatli bir beyefendiye dönüşür ehlibeyt sevdalısıdir. Bahcesi meyveden çok çiçek ve gül bahçesine benzer rüzgar estiği zaman köyü gül kokusu sarar sevgilisi olan gül koparabilir başkası koparmasin der..yıllar sonra köylülerinin şehire yakin bir köye göçmesi sonucu bayram da doğup büyüdüğü köyü terk etmek zorunda kalır.Göçükten kısa bir süre sonra komşusunun düğününe davetlidir, biraz geç gider düğün kalabalık komşusu üç kişinin oturduğu bir masaya dördüncü kişi olarak bayram oturur,selam verir ben bayram diğerleri de kendini tatirlar önceki oturanlar hayli içki içmişler bayam da Bi kaç kadeh alır, masada ki hasan artık kendini anlatir ,bayram bey ben çok aksi bir adamim bunu biliyorum köylü elimden zoraman kaldi başım belaya girmesin diye şehire göçtüm bana takılan belasını bulurdu her seytanligi bilirim,bayram araya girer şeytana lanet olsun der,hasan devam eder beni tanıdıkları icin şehirde ki mahalleli de benden çok korkardı yani çok seytanim, bayar şeytana lanet olsun der,hasan devam eder bu köye göçtüm beni tanimiyorlardi tavuğa köpeğe taş atanlar oldu sonra ne olduğumu öğrenince beni görenler yolunu değiştiriyor yani bazen şeytan olmak gerekir, bayam tekrar şeytana lanet olsun deyince hasan uyanır sen bana mı şeytan dedin, evet ben buraya oturdugumdan beri şeytanım diyorsun beni mi korkutacaksin sen şeytan isen sahadan lanet olsun deyince hasan rakı şişesini kapar bayrama vuracağı sırada bayram bir dakika şişeyi bırak birsey daha soyleyim ondan sonra vur deyince hasan şişeyi bırakır bırakmaz bayram şişeyi kaptığı gibi hasanin kafaya vurur hasan yere yığılir düğün sahibi gelir bayaram sen ne yaptın adami yere yatırdın,hangi adam bu adam değil ki bu şeytan ben adama vurmadım şeytana vurdum imam Hüseyin şahidimdir.Mutafa da köyden şehire göçer gece uyurken bayramın bahçesindeki güller aklına gelir tam gül mevsimi biraz koklayayım bir tanesini de ceketinmin yakasına takayım der,bayramın köydeki ki bahçesinde güzel gülleri vardı bayram taşındığı köye de mutlaka gül dikmistir bayram gülsüz durmaz kalkip yola cikar evini de bilmez ama biraz esinti var gül kokusunu takip ederek bulabilirim hesabını yapar,Musa köye varır fakat hiç gül kokusu gelez, kardeşim burası hep besi ahırıyla dolmuş kokular bir birine karışmış bayramin evini bulamaz, gelmişken ser çoban evliyasıni niyaz edeyim der evliyayi gezer kendi kendine düşünü bir evliyanin mezarı üç metre boyunda olur mu sonuçda bu bir insan çok saçma yinede Allah’a kusuruma bakmasın der,
Şehire geri dönerken kendi kendine konuşur üç saati boşuna yürümusum buraya boşa geldim bayağı yoruldum artık bir araba bekleyim arabayla geri döneyim der,musa minibüse el kaldiri ve biner şoföre sorar sen beni tanıyorsun değil mi? Evet ağbi tanımam mı tabi tanıyorum, o zaman sana bir şey soracağı bizim gadonun oğlu pirim yalan konuşur mu? Bence konuşmaz, pirim yalan konuştu. Ben sehire göçmeden önce çok güzel bir tabancam vardı, barabelli keklik gibi ötüyordu,şehire göçerken paraya ihtiyacım vardi tabancayı bizim pirime bir şartla sattım eğer ileride tabancayı satacak olursan haberim olsun ben alırım dedim. Geçen gün askerlik şubesinin önünde bizim pirimle karşılaştım dedim pirim sana sattığım tabanca halla duruyorsa geri alayım dedim pirim bana kızdı, benimle konuşmuyor gördüğü yerde yolunu değiştiriyor ben yanlış bir şey söylemedim ki,bana diyor ki musa sen deli misin bura neresi ne tabancası her taraf asker kaynıyor senin on iki eylülde haberin yok, ben ne senden nede başkasında asla tabanca almadım dedi, tabancası olan da kenan paşa topladı muhtarlık odasına götürüp muhtara teslim ettiler..
Benim anlamadığım pirim yalan söylemez bizim orda Kenan paşa diye biri yok kimin oğlu? Bizim köyde öyle piç adam çıkmaz bu piçin çenesine iki yumruk vuracak bir delikanlı yok mu? Anlamadım on iki eylül neyin nesi her sene geliyor geçiyor anlayamadım, eğer pirim gibiler de yalan konuşuyorsa kimseye inanmayacaksın İngiliz çivisi bile çıkmış
Ha arabaya biniyorum ama param yok, nöbetçi eczane, nöbetçi doktor, nöbetçi taksi var nöbetçi banka yok siktiri boktan bir makine koymuşlar oda sakatmış hem ben ondanda para alamıyorum yani param yok haberin olsun!...
Aşur ŞAHİN /17.07.2011