Koşullar ne olursa olsun, zarar göreceğimizi bilsek de doğru sözden, adaletli davranmaktan vazgeçer miyiz? Çok büyük bir hata yapmış olabiliriz, İşlediğimiz hatanın açığa çıkmasından ya da birilerinin zarar görmesinden çekinerek içinde bulunduğumuz zor durumdan ufak bir yalanla kurtulmayı mı düşünürsünüz yoksa dürüstlükten ayrılmamayı mı?
Yeryüzünde yaşayan genç, yaşlı, kadın, erkek milyonlarca insanın pek çok farklı özelliklerine rağmen ortak bazı yönleri vardır. Bunlardan biri kötülük yapma hissidir. Genelde bütün insanlarda bu his vardır. Ancak bazı insanlar, ihtiyaç duyduğunda içlerindeki bu isteği harekete geçirebilir. Genellikle çevresinden tepki almaktan çekinen bu insanlar akıllarındaki kötülükleri ortaya koymaktan kaçınır ve gizli olarak yaparlar bu yalann baslangıç noktasıdır.
. Güven, ilişkinin henüz temelleri atılırken kurgulanması gereken bir olgudur. İnsanlar her ne kadar diğerlerini incitmemek için beyaz yalanlar söylediklerini itiraf etseler de yalan her koşulda yalandır ve kimseyi mutlu etmez… Yalan! Çok ciddi sorumluluklar getiren bir yüktür
Amacın kandırmak aldatmak anı kurtarmak olması kişiye anlık rahatlık sağlaması daha sonrasında üstesinden gelemeyeceği bir yalan zincirine mahkum olmasıdır...Başlanılan yalan hiçbir zaman bir kerelik olmaz çünkü arkası mutlaka gelecektir.
Yalan hastalığı da denilen ‘ kişinin kendi içinde yarattığı dünyaya inanarak yaşaması karşısındakini de inandırma çabası tıbben kabul edilen bir rahatsızlıktır.Hastalık ciddi boyutlarda yalanlar uydurma, bu yalanlara inanma ve çevresindekileri olabildiğince inandırmak ile baglantılıdır.Daha zeki olmak daha çok kandırmak ve hayata yalanı yerleştirmek hayatı kolaylaştırmak degil büyük bir aptalılkdır.
Söylenen hiçbir yalan saklı kalmaz mutlaka sonu hüsrana varacaktır.
Mümkün oldugu kadar yalansız ve riyasız bir yaşam dileğiyle..



berrin korkmaz