Rüya

Günün aydın olsun, yıldızların en parlağı...
Geride bıraktığın gecenin yılgınlığını denize atıp, İstanbul’un yedi tepesinin birinden, bana getirdin uyanmaların en güzelini. Dün yazacaktım aslında sana bunları ama patronlardan ve işlerden vakit bulup yazamadım. Şimdi bulduğum ilk fırsatta sesleniyorum işte sana. Neden böyle yazdım girişte biliyor musun? Çünkü bir önceki gece seninle beraberdim ben. Gece boyunca tuttum elini, sarıldım sana, denizin tuzlu kokusuyla birlikte kokunu çektim içime içime. Sadece gözlerini görebiliyordum karanlıkta ama. Yolumu aydınlatıyordu. Ellerinin sıcaklığını hissetti ellerim. Bir soğuk geceyi böyle sımsıcak yaşadım seninle işte... Daha önce sana yazdımmı bilmiyorum ama ben kolay kolay rüya gören bir adam değilim. Belki görüyorumdur da hatırlamıyorum. Ama seninle olan rüyamı hatırladım işte. Hemde üzerinden vakit geçmesine rağmen hatırladım. Hatırladım çünkü o kadar gerçek ve o kadar anlamlıydıki anlatamam...
Benim işe, dönmem gerekiyor, müdürler geldi. Geç yazdığım -yazamadığım- için kusuruma bakma lütfen. Az kaldı, uzun uzun yazacağım sana, Umarım bana küsmemişsindir. Sana ve sımsıcak, kocaman yüreğine; birlikte içini ısıttığın yüreğimle sarılıyorum... Suskunun