15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1023
Okunma

Genç kız sinirle...
"Yeter! yeter artık! Ne halin varsa gör."diye bağırdı.
"Yani ...son sözün bu mu?" Gözleri çakmak çakmaktı adamın.
" Evet.Gidiyorum."
"Tamam; Git! Ne duruyorsun? Ama şuraya yazıyorum ; çok pişman olup geri döneceksin."
" Sen öyle san."
" Göreceğiz."
"Hadi bakalım ."Diyerek kapıyı hırsla çarptı.
Genç adam gayri ihtiyarı kafasını geri çekti.Pencerenin köşesinden onu izlemeye başladı.
" İnatçı keçi ne olacak?"diye söylendi.
Genç kız arkasına bile bakmadan hızlı hızlı yürüyordu.
Koltuğa yığılır gibi oturdu.Ceplerini yoklamaya başladı.Sigara arıyordu...
"Offf ...alışkanlık.Kaç ay oldu bıırakalı."
Beyninde beliren bahaneler çoktu.Sanki karşısında sırıtıyordu.Sanki...sanki ..usulca kulağına
"Amaaaannn; bir taneden ne çıkar? Tüttür gitsin."diyordu.
Kalktı..Bütün çekmeceleri didik didik aramaya başladı.
"En nihayet..."Hazine bulmuş gibi sevinmişti.Yatak odasında; resimlerin olduğu yerde bir tane sigara duruyordu.
Gözleri fotoğraflara takıldı birden.İkisi de sarmaş dolaş ; gözlerinin içi gülüyordu.
O an içinde bir boşluk; bir sızı hissetti...
" Ama herşeye olumsuz cevap vermede üstüne yoktu inatçı keçinin.Ya bennn...? Acaba nerede yanlış yaptım? "
Sigarasının dumanı halka halka yayılırken; içindeki hüzünle başbaşaydı şimdi.
"İkimizde bir kıvılcım gibi parladık.Ama ya sonra...neleri yakmadık ki...İyi mi oldu...?"
Gözleri dolmuştu.
"Çocuksu halini:tatlı cadılığını herşeyinle hala vazgeçilmezimsin benim"
Eli telefonuna gitti.
"Şu anda ulaşılamıyor, tekrar deneyin" mesajı vardı.
" Sarı inatsın; sarıııııı"diye homurdandı.Ben seni çok seviyorum.Hemde çokkkk" diyerek ayağa kalktı.
Genç kız sa durmadan gözyaşlarını siliyordu.Eve gitmeden hava almak iyi gelecekti ona.
Sahile doğru inerken hala ruhunu inciten aşkını düşünüyordu.Ayakkabılarını çıkarıp kumlarda yalın ayak yürümeye başladı.
"Neredesin? Neden geciktin? Sorularından; kıskançlığından bıktım artık . Hep..hep...kafese konulmuş kuş gibi hissettim kendimi.
Eğilip aldığı taşı denize fırllattı.
Hafif bir rüzgar saçlarında gezinirken kıyıya vuran dalgalarla dertleşti.Martılarla birlikte çığlık çığlığa yüreği ağlıyordu.
"Onu hala çok seviyorum biliyor musun?" Gökyüzünün maviliğine ; güneşin sıcaklığına uzattı ellerini.
"Aslında sebep neydi? Kocaman bir hiççç.Karşılıklı konuşacak kadar cesaretimiz yok muydu?"Küçük bir kayanın üzerine oturdu.Şu anda başını onun omuzuna koyup "Affet beni " diyebilseydi.
" Ama kıskançlığı...?"
" Yok...yok..sende çok alıngansın.Her söylediği sözün sonunu dinliyor başını anlamıyorsun"
"Doğru ...çok doğru. "
Güneş veda etmeye hazırlanırken denize kızıllığı aksediyordu.
"Bir kez daha denemeye ne dersin ? "diyerek dağların ardından yavaş yavaş kayboldu.
Bir iki tereddüt edip telefonunu açtı.
"Seni seviyorum; affet beni"mesajı vardı.
Ruhunun derinliklerine doldu sözler.
"Sen de beni affet.İkimizde hatalıyız."diye yazdı.
" Herzamanki buluştuğumuz yerdeyim.Seni bekliyorum hem de sonsuza dek."
" Geliyorum beklee.."
BİR ÇİFT YÜREK SEVGİYİ SONSUZA DEK TAŞIMAK İSTİYORSA HOŞGÖRÜ ANAHTARIYLA MUTLULUĞUN KAPISINI AÇMALI...
Ne dersiniz?
NEŞE KIZILYAR