7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1102
Okunma
İçinde bulunduğumuz çağın durumunu düşündüğümde, ilişkilerde denge kavramının tüm insanlar için ne kadar da yabancılaştığını fark ettim. Her zaman büyüklerimizden duyuyoruz “Bizim zamanımızda insanlar birbirleri ile olan ilişkilerinden zevk alırlardı” gibi sözleri.
Peki, o zaman değişen ne? Ben neden çevremde böyle insanları göremiyorum? Sanırım bu soruya şöyle bir açıklama yapılabilir: 21. yy insanı olarak dengesizlik denizinde akıntıya kapılıp sürükleniyoruz. Artık öyle bir düzene alet olmuşuz ki, istisna da olsa çevremizde gördüğümüz birkaç içi dışı bir olan dengeli insanlara da enayi gözüyle bakıyoruz.
Biraz düşününce yıllar önce dedemin bana söylediği sözler geldi aklıma. Gözleri sabit bir noktaya dalıp giderken, saatlerce eskiye duyduğu özlemi anlatırdı. “Eskiden…” diye başlardı söze, “Bir insanı karşıdan gördün mü, onun nasıl birisi olduğunu anlayabilirdin. Çünkü onlar bugünün insanı gibi dengesiz değillerdi. Kendi içlerinde nasıl iseler çevrelerine de kendilerini öyle yansıtırlardı, bizim sözlerimiz senet yerine geçerdi…”diye devam ederdi sözlerine. Ah dedeciğim, günümüzde öyle insanları bulmak ne kadar da zorlaştı biliyor musun?
Hepimiz zaman zaman kendi menfaatlerimiz için ikiyüzlü davranmadık mı? Çevremizdekileri kandırdığımız yetmiyormuş gibi bir de kendi öz benliğimizi kandırmayı da başarmadık mı?
Bunlar bir yana, sanırım en kötüsü de insanın kendi içerisindeki dengesiz olmasıdır. Belli bir yere kadar idare ettikten sonra seni alıp önce ikilemlere, sonra da bunalımlara götürüyor. Sonuç olarak tipik bir 21. yy insanı olup çıkıyorsun.
Kısacası dengeli olmanın olumsuz bir yanını bulamamakla birlikte, bunun yanı sıra aklımda dengeli insanlar için hiçbir rüzgârın yıkamayacağı bir duvar portresi çizdim.
Dengesiz devrin dengeli insanlarını bulmanız dileklerimle…
Ben bulamıyorum...
Pelin Ö.