13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1751
Okunma

Ne zaman sonraydı, bilmiyorum. Ama en koyu yerindeydi, gecenin. İrkilmiştim, telefonuma gelen mesajın sesiyle. Uzun süre bakamamıştım; kim, ne yazmış diye.
Gözlerim takılmıştı, gecenin gizemli ışıltısına. Nereden geldiğini bilmediğim ayın, sulara yansıyan yakamozuna. Bilmediğim bir yol aramıştım, bir köprü; uçup gitmek için sözlerinin acımasızlığının en uzağına.
“ Dost olalım “
Sen olduğunu, biliyordum; sesi ilk duyduğumda.
Ne yazdığını biliyordum; okumadan çok önce.
Geciktirsem diyordum.
Ne çare olacaksa yazdığına?
Sen, bilmiyordun ama: Benim adım, Sevgiydi.
benim adım sevgi
bir tüy kadar yumuşak
fısıltı gibi hafif
varlığım sana bağlı
dilediğince yaşarım
dudaklarında ve gözlerinde
ol dediğin yerde olur
öl dediğin yerde ölürüm
sessizce
…/…
Öyle uzun yollardan geçmiştik ki birlikte. Öyle çok engeli aşmış, öyle anlamsız savaşlardan galip çıkmıştık ki… Yakışır mıydı bize Dostluk? Hiç sanmıyorum. Dostluğun çok ötesinde, sevgi’nin çok ilerisindeydik.
Sen, kabul etmiyordun ama: Aşk’tı yaşadığımız.
benim adım aşk
bir taş kadar sert
ateş gibi yakıcı
varlığım bana bağlı
istediğimce yaşarım
bedeninde, ruhunda
ve de damarlarında
sen farkında olmadan gelir
gitmemi istediğindeyse
adımı siler
izimi bırakırım, keyfimce
…/…
Senden önce de yaşamıştım, yenilgileri. Sevgi’den, Aşk’tan geri dönmeleri… Her geri dönüşümde, daha bir güçlü sarılmıştım; yeni başlangıçlara.
Sen, en yeni başlangıcımdın benim.
En inatçı yanımla sevdiğimdin.
En vazgeçilmez zamanımdın.
En olgunluğumdun.
En Sevgiydin.
En Aşk’tın.
En Dost olamayacağımdın.
Sen bilmiyordun ama; Seni sevdiğimde; en KADIN’dım.
benim adım kadın
sevgi kadar şefkatli
aşk gibi karşı konulmaz
varlığım biz’e bağlı
ya sen, ben olursun
ya da ben, sen
ya rüyan olurum dünyanda
ya da ölünceye kadar yanında.
…/…
Bir daha düşünmek ister misin; Ne olduğumuzu?
Eser Akpınar
08.07.2011
Güzelbahçe