4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1304
Okunma

Evimize bir kedi alıncaya kadar, kedi ile kitap arasında bir bağ kurabileceğimi hiç düşünmemiştim. Daha önce kitaplarımla kurduğum ağır başlı ünsiyete yeni bir ortak katıldı desem hiç de abartmış sayılmam. Kitaplarımın sessiz; ama bir o kadar da renkli dünyasına bir kedinin çeşni olduğunu ifade etmemi yadırgayanlar olacaktır elbet. Yazımı okudukları zaman onları da ılımlı bir noktaya taşıyacağıma inanıyorum
Önce, adını oy birliği ile “Buse” verdiğimiz; iki farklı renkteki ışıl ışıl gözleriyle evimize renk katan beyaz periden bahsedeyim biraz… Buse’yi hanemize dahil ettiğimizde henüz elli günlüktü. Minicik patileri, pembe burnu ve beyaz rengi ona sevimliliğin yanında asalet ve zarafet de katıyordu.
Bu asalet ve güzelliğe temizliğe gösterdiği özen de katılınca daha bir vazgeçilmezimiz oldu Buse. Hilkatinden gelen temizlik alışkanlığı bizi kendine daha bir hayran bıraktı. İstisnasız evde herkesin yanında bir saygınlığı ve hatırı var Buse’nin artık. Yaptığı her hareket ilgi ile izlenmekte. Önüne atılan yumakla oynarken kendisi de bir albeni yumağı olduğunu ilan etmekte adeta.
Biz hane halkı olarak zamanı Buse’den önce ve Buse’den sonra diye dilimledik. Ve onun dahil olduğu dilimi daha çok sevdik nedense… Akşamları, çay sohbetimize Buse de eşlik eder oldu. Bizim ortak ilgi alanımızı zenginleştirdi tavrıyla. Otururken gelip ayağımıza sürünmesi. Koltuğun üstüne zıplayıp çıkması, çay bardağımıza meraklı gözlerle bakması her davranışı sevimliliğine sevimlilik katıyor. Cümlemize keşke daha önce edinseydik dedirtiyor. Böylesine ilgi odağı olmak sanırım onunda çok hoşuna gidiyor. Zaten bunu fazlasıyla da hak ediyor.
Buse’yi uykusunda seyretmek ayrı bir zevk, uyanıkken ayrı. Akşam eve avdet ettiğimizde her birimize hoş geldin der gibi cilvelenişi dahi görülmeye değer. Buse ile biz hâl lisanı ile anlaşıyoruz.
Bu yüzden de kedi dilini bilmemize lüzum kalmıyor.
Şimdi gelelim kedi ve kitap meselesine, kitapların kendine has zengin ve sessiz dünyası kadar, kedilerin dünyası da zengin ve okunmaya değer bence. Kitap ve kedinin asalet ve gizem gibi ortak tarafları olduğu noktasında hem fikir olamayız belki ; ancak bu kainatın bir kitap olduğunu düşünmek bizi biraz daha yaklaştırır birbirimize. Ve kainat kitabının bir cüzü olarak görebiliriz kediyi.
Bir de Buse’nin minik ön patilerini kütüphanemin raflarına uzatıp kitapları koklayışı, bu davranışı belli aralıklarla tekrarı var ki görmelisiniz. Bu hâle şahit olmam kitaba burun dahi kıvırmayan insanların yaşadığı bir dünyada, kedilerin değerini daha da artırıyor gözümde.
Tüm bunlara ilaveten, Buse ile hem dem olmak da böyle bir düşüncenin kapısını araladı bende. Belki de akşamları kitap karıştırırken gelip kitaba ve elime sürünmesine kızamayışımın nedenin altında bu düşünce yatıyordur kim bilir? Kedi ve kitabın dünyayı zenginleştirdiğine olan inancım da her geçen gün biraz daha pekişiyor. Bazıları ne alaka deyip muzipçe tebessüm etse de...
Ankara, 23.06.2011 İ.K