1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
648
Okunma
Saat 3’ü geçmek üzereydi. Karanlık odayı sadece cılız bir mum ışığı aydınlatıyordu. Kendi gölgesine baktı bir an. Ne kadar da büyüktü? Saatin tik-tak sesleri tüm odaya yayılıyordu. Oturduğu sandalyede ileri geri sallanmaya başlamıştı. Elleri kaskatı kesildi. Derin düşüncelere dalacak kadar gücü kendinde bulamadı. Bir iki imge geldi zihninin kuytu köşelerine sadece.. O hayatın üvey evladı mıydı? Neden hor görüldü, neden bunları yaşadı, nelerden vazgeçti, neleri istedi, bu hayatı o mu istedi? Yaşamdan istediği adaleti tanrıdan bile alamadı. Kadere vurduğu her çekiç darbesi onu yorgun düşürdü. Her çabası sonuçsuz kaldı, haykırışları duyulmadı. Bugüne kadar o kadar çok dua etmişti ki o duaların karşılığı ancak bir mucize olabilirdi. Adam o gün dua etmedi, mucize olmadı, mum söndü...