Neyi beklersin , neden beklersin . Bak geldi geçiyor ömür neden derdine dert eklersin”

Gurbete mi düştün yada sürgünemi yolladın kendini. Yoksa mühebbet mi yedin korkularından karanlığın damlarınamı kapattın kendini

At prangalarını boynundan, lal olmuş yüreğini artık rahat bırak bırak kı haykırsın . Rahat bırak dna larınıda dolaşan gerçek benliğini. Yetmedi mi hücrelerine yaptığın işkence?.Bıkmadın mı vahanın ortasında çöl olmaktan? Ben böyle mutluyum rolünü oynamaktan yorulmadın mı? Bir beni birde seni kandıramazsın.

Bilmezmiyim senin ellerinin neden titirediğini ! bilmezmiyim gizli gizli iç çekişlerini! En çok mavini özlersin bilmezmiyim ! birçok kez notaların narin ve efkar ritimlerinde vuslatlarını bilmezmiyim! Dört mevsim yürürsün ama tek mevsim yaşarsın, nezaman manalı bir elaya rastlasan hemen kaçarsın bilmezmiyim !

Biri seni sobeledi çık artık saklandığın yerden. Çık artık viranlarından bak martıların gözü yollarda kaldı. Kaldırım taşlarına bakarak yürümeyi özlemedin mi ? sokağın pilavcısı seni bekliyor buram buram mis kokusuyla. Tiyatronun o hoş havasını , sinamanın mısır patlağını özlemedin mi ? peki ya yemyeşil çimenlerde çıplak ayaklarla yürümeyi özlemedin mi ? tabiî ki özledin, tabi ki her şeye rağmenlerin var senin de , tabi ki acabaların var geçmişten gelen .

Her şey küçük bir adımla başlar büyük kazanımlar getirir hayata dair kim bilir.