Hangi Sokağın başını dönsem libasım biraz daha eskiyor.
Kalbim körelmiş senden başkasını görmüyor.
Gözlerim sözünde duruyor.
Mahremim ahfa yanılgım, yas tutan cümlelerim mavi sitemleri doğuruyor Alnıma..:
Kıyılarımda enfa düşüm yosun tutuyor ;

Hangi sokağın başını dönsem hasretimden yerlere serdiğim gururum yüzümü kızartıyor.
Paha biçilmez sevda/m , duvarlara tablo oluyor.
Okumayı çözmemiş bir dilek bırakıyorum kucağına!
- en fiyakalı hasrete gebe(!)

Ayaklarım ateş kuyusunda salınıyor,
Cayır cayır yanıyor/um parmak uçlarım.
Adımlarım bir sağa ,bir sola savruluyor
Akıbetime ne oluyor , Melekeler baş ucumda ağlıyor.
Hangi sokağın başını dönsem aynı “haklı acı” rüzgar kılığında yüzüme çarpıyor!

Cahil hasretim gözlerime kepenk indiriyor.
- Bağ(ış )la beni hasretimin adına!
Çöllerinde serap gördüğüm…

Devrin Leylası oldum ; Ferhat’ın şirini olabilmeyi arzularken.
Dualarım efkarlandı, kulaklarım çınlamakta.
Tenim kırış kırış,eskimeye yüz tutuyor.
Dizleri sökülüyor libasımın, Firakın günümü vuruyor yokluğunda!

Hasretin dağ yığını, Gözlerimde büyüyorsun lakin endişe etme!
Büyürken gözlerimde küçülmüyorsun Kalbimde…
İçimden geçiyorsun, hasretin yol olmuş gizlice!

Hasretinle yaşlanıyorum güneşin huzurunda
Vuslatın arefesine kaç bayram kaldı?
Uyan gönül uyan , elini çabuk tut ; Başka tene bulaşmasın Sevda/mız(!)
Setreyle sururumu “Yas/in Sessizliği”
Toprak at üzerime hasretimle el ele geceye varayım.

Boyumdan büyük elem var kalbimde
Sen yoksun hasretin Aşka doğmayacak!
Gelin oluyorum duvağım “Kara”
Hicaz’ım Şeb’in alnında , Yağmur yağıyor gözlerimden aşağı
Tut/unamıyorum Doğruluğuma.

Durult Beni Aşkın ile …
Hasretin kucağımda , sanma sokağın başını döneceğim
Döndüm mü öleceğim!
Döndü/m.
- Öldü/m(!)

Hüznüm Helal-im
Bir rüya gördüm kulhuvallahu ehad…
Diz Boyu yaş döküyor yastığıma Tenim.
Diz boyu Hasret (!)