"Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım, o lanet Maurice’ı bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra ... (Sayfa 201 // Bölüm 26) "

İşte böyle düşünüyordu Holden Caulfield romanın sonunda. New York’lu, melankolik bir gençti Holden. Bir çok kolejde kendine yer bulmuş, ama son durağı ’’Pencey" olmuştu. Ayakkabı değiştirir gibi okul değiştiriyordu. Gökkuşağı gibi renkli bir karakteri vardı. Hayatta sahtekar ve yapmacık insanları sevmiyordu. Onun için herşey sade, gerçekçi olmalıydı. Ona göre hayat : "Kurallara göre oynanması gereken bir oyundu." 17 yaşında haşarı, sevecen bir geçn olmasına rağmen, ergenliğin verdiği psikoloji duygusuyla yaşıyordu. Kendini herzaman kendi yaşından büyük göstermeyi seviyordu. Bunu neden yaptığını da bilmiyordu... Belki de bir barda içki içebilmek, kokuşmuş bir otel odasında bir fahişeyle oyun oynayabilmek için... bunu romanın yaratıcısı Salinger’dan başka kim bilebilir ki allah aşkına ! .
Çevresindeki büyük insanlardan hiç bir zaman hoşlanmıyordu. Pencey’de kaldığı sürece Stardlater, Ackley’den bile. Holden ; insanların yapmacık, çıkarcı yanlarını bile hiç sevmiyordu. Böyle tiplerin hayatı berbat ettiğini, monotonlaştırdığını düşünüyordu. Aslında Holden’in ateist bir yapısı vardı . "İsa’yı falan severim ama İncil’deki çoğu şeye kulak asmam.Papazların sahtekar insanlar olduklarını gördüğüm için" diyordu. Din’in fazla düşünülmeyecek salt bir olgu olduğunu düşünüyordu. Belki de düşüncelerinde ki dengesizlik bu yüzden kaynaklanıyordu.
Aynı zamanda çok savurgan, elindekilerinin değerini bilmeyen bir kişiydi Caulfield. Pencey’den çıktığı zaman cebinde duran yükseksen doları iki günde çarçur etmişti. Yaşı küçük olmasına rağmen içki içmeye ve kızlara çok düşkündü. Bunu da çevresindeki Sally ve Jane gibi sırf zaman geçirmek için çıktığı küçük kızlardan görmekteydik.
Her neyse Salinger’ın bu akıcı romanıı 17 yaşındaki Holden Caulfield’ın Noel zamanı başına gelenler ve bu sürecin bir psikiyatrı kliniğinde noktalanışıydı !...

Osman Ataklı.