6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1376
Okunma

‘Ben şair değilim,
Meczup zaten şiirdir.’
Geceleri uyumayanların nöbetini tutan şaki unuttun mu genzi acı dağıtan sefili, bardak bardak içtiği köpek öldürenden sana bıraktığı şişe dibinde kokan şiirleri. Hani şöyle demişti yellendirip nefesini:
‘ Uyandığında her ne görürsen
Ona ölümüne âşık ol sen.’
Korkmuştuk sanki onun yanlış yağan yağmurundan.Doğru nedir henüz ona sormamıştık. Hem sen de pek ak pakça biraz da safça şöyle demiştin:
‘Yaklaş bana, yaklaş bana ölüm
Bırak tükensin nefesim
Şu üzgün servinin altına uzanayım
Acımasız bir kız yüzünden öldüm ben’
Açtırmıştın kutuyu öyleyse dinleyecektik en kötüyü. Gözleri yerinden fırlamış ağzından alevler saçan bir ejderha gibi. Sabun tüküren dilenci gibi. Sigaradan iğdiş edilmiş sesiyle ne bağırdı hatırlıyor musun?
‘Ey sünepe çocuk!
Kaldırdın madem taşımı öyleyse ayıklayacaksın
benden dökülen solucanları
bilmesem de
bir kadına duçar olduğunu
Ancak bu olurdu sende ki halin sebebi
çiğdem beyninle
madem çağırdın beni
dinle o vakit.’
‘’Kaldım zamanında kadınların kuduruk ateşinde saçılan huşu kuşlarının gezindiği sebillerinden aç şiirler akan, gökyüzünde kıskançlıkla uçan, havasında şehvet kokan senin aşk dediğin zindan da…
İçini yakan ateş nedir bilmezsin; gözü mü, duruşu mu, yalın ayak sana hayır deyişi mi?. Hiç kimseye benzemezliği mi ? Farklı oluşu mu?
Daha ne zıvanalar atfedersin, başka zaman dönsen düşünsen kendini o halde güneşe çıkmaya utanırsın. Ben insan mıyım zavallılığına.
Böyle tatlı bir zehir tatmamıştır insanoğlu. Zehir dedimse tadında değil ekseriyetle acısından bileceksin. Kar mı yağıyor o severdi. Yağmur mu var bugün şimdi yürüyordur. Hava sisli mi şimdi kim bilir ne düşünüyordur. Ve daha nelere yorarsın durumunu. Havayı, insanı hep onun adına yorumlarsın. Günlerce yemek yemezsin sanırsın ki o da yemiyormuş gibi. Günlerce uykusuz kalırsın. Sanki o da seni düşünüyormuş gibi. Günlerce ağlarsın en kötüsü de bu durumdur. Bilirsin ki o hiç ağlamaz size.
Hiç iyi bir şey yok mu bu melanette. İbretlik akıl düşmesi de yok mu diyeceksin. Var olmaz olur mu? Olmazsa aşk olur mu? İçten bir gülüşü, zamansız bir özgürlükte sana yaklaşması, kaygısız bir alacada’ ben seni ararım’ demesi, elini ilk tuttuğunda titremesi, nefesini ilk hissettiğinde kızarması, saçını savurup aniden belini dönmesi. Dönüşünü beklemen, gidişini, yürüyüşünü izlemen, ruhunu sarmalaman, sıcağındaki kuytularda gezinmen. Ne olur gitme deyişinde eriyişin, ne olur git deyişinde yakarışın. Üfffff daha neler neler…
Ama! Yine de bu güzel birşey değil. Güzel olsa şiir olmazdı, şaire de gerek kalmazdı. Şair kadına yalvaran erkek sesidir. Sussa belki tanrı bize acır da yeniden cennetine alır. Hem o haram meyve de şiir. ‘’
Evet, aynen böyle konuşmuştu sefil meczup. Sonra sen akıllanmayıp tekrar aranmıştın.
’Ya kadın hiç sevmez mi. Âşık olmaz mı?
Taş mıdır? Odun mu yoksa.
Cadı mıdır, nefes mi. Zürafa sokağında kaldırım mıdır? Alet mi. Cıva mı ?
Ateşe atılan mıdır ?
Ateşten kurtulan mıdır .?
’’Sus! Sefil çiğdem beyinli…Azdırma,rahat bırak içimdeki deliyi.Bana sorma benim de bilmediğimi ‘’
Ufuk Ataman