3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
783
Okunma
bugün çıkıp bir yığın okunacak yeni kitaplar aldım kendime hava soğuktu, eve kadar yürüdüm buna rağmen... yeni kitaplar her zaman iyi gelmiştir...
düşünmeye ihtiyacım vardı, sokaklar düşünülecek yerlerdi... düşündüm... öyle sanıyorum...
gerçi aklımın içinde düşünülmeyi bekleyen o kadar şey var ki... sıraya koydum hepsini...
neyse, aklıma gelen son şeyde sendin... şaşılacak şey doğrusu. :)
kendi içimde yarattığım senle, gerçek sen arasında ne kadar fark vardı böyle...
hep doğruları söyleyeceğini sandığım adamın yerinde kelimeler konusunda çok cimri davranan biri vardı... ve nadir olarak söyledikleri de pek doğru değildi...
bu vicdanını dahamı rahat kılıyor? verilmemiş sözleri tutmak zorunda olmayışın
seni rahatlatıyor mu? ya da içimde açtığın yaraları iyileştirecek sözleri söylemeyi bilmiyor musun?
öyle ise sorun yok! kendine sakla bütün verilmemiş sözleri...
bulmacaları hiç sevmedim biliyor musun? hayatın içinde çözülecek onca gerçek soru varken... eğlencelik olanlar hiç ilgimi çekmedi...
bundan olsa gerek imadan fazla anlamıyorum... belki aptallıkta diyebilirsin...
senin anladığımı sandığın şeylerin hiç biri içimde çözülmüş değil... anlamadım yani... üzgünüm... kendim gibi düz ve açık olacaksın sanmıştım...
oysa en son konuşmamızda bütün bu soru işaretlerini kafandan kaldıracağım demiştin...
öyle olmadı...
aklımda başka sorular var şimdi... gözlerin başka konuşuyor senin dudaklarından dökülenlerle alakası yok... neden?
çok mu zor bazı şeyleri söylemek... hani ben bir melek kadar temizdim onun içinmi susuyorsun bu kadar çok... zorlanıyorsan içinde kalsınlar... yinede kıyamam sana...
bulmacalardan anlamasam da, gözler konusunda yanılmadım daha...
biz aşkı meleklerden çalmamışız kırk yılda bir konuşmuştun ama bana yalan söylemişsin... o kadar çok yalan söylemişsin ki... ne zaman ağzını açsan istemediklerin dökülmüş dilinden...
artık söyleyeceğin her kelime aleyhine kullanılacak... ketum... ve yalancı...
ketumluk o kadar da iyi bişey değil... yalancılığın ne olduğuda malum...
içinde tuttuklarınla kendini avutuyorken, ben sana gelen yollardan geri dönmeye karar vermiştim... yorgunum, yürüdükçe azalmayan bir yola çıkmışım... bitmedi... vazgeçtim...
farkında mısın?
beni güldürmek için söylediğin bütün o komik olmayan sözler beni senden daha uzağa sürüklüyor...
bakma sen benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma ben çok gülerim... senden daha fazla... ve ben gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlamaz... öyle rol keserim anlayacağın...
eski sevgilim, eğer gözlerinden okuduğumsa asıl gerçek, bundan sonra sözlerinden okuyacağımla aynı olsunlar... ya dudakların arasından çıkana dikkat et ya gözlerine başka türlü bakmayı öğret...
ben bulmacaları sevmedim, ya doğrular olsun söylediklerin ya sende sus ebediyete dek... bulmaca gibi çözmeye çalıştıkça seni yanlış yerde yanlış kelimeler kullanıyorum... üstünü karalayıp burada aslında bunu demek istemiş diye elli defa aynı kutucuğu düzenliyorum... artık yoruldum... ya geleceksen için dışın bir olarak gel, ya daha fazla yorma beni...
bu kadar zor olmasa gerek... bunu söylemek... ama yinede zorlanacaksan boşver söyleme bütün söyleyemediklerin kalsın seninle...