Felsefe; M.Ö VI.yy baslarinda Antik Yunan da daha dogrusu Iyonya da Millet’te doğmuştur.Thales’in ilk filozof kabul edilmesiyle beraber Antik Yunan da ’’maddi refah ve varoluşun merakı ile’’ düşünce pratikliği gelişme kaydetmiştir,sorgulamanın ve soru sormanın niteliksel boyutu ilerleme kaydetmiştir...
Günümüzde ’’soru sorma sanati’’ olarak bilinen felsefe; lise masalarinda uyuya kalan ögrencileriyle ve ögreticilerinin ’’deli’’ olarak nitelendirildigi sekliyle de ünlüdür... Bu ilim,yüzyıllar boyu bir çok alanın saldırısına uğramıştır ve ’’sorgulama’’ neliği yüzünden din ile çatışması seneler boyu sürmüştür.
Aslında felsefe ilmi bilimle,fizikle,dinle oldukça ilgilidir ve onlara yardımcıdır... Şöyle ki; soru sorma,araştırma ve şüphe yöntemleriyle katkısı büyüktür.

Din ile ilişkisinde ise; birçok tepkiye ve genelde bu ilim ile uğraşanlara önyargı ile ’’ataist’’ eleştirisinde bulunulmuştur... Halbu ki; ilkçağ filozofu olan Thales,arkhe olarak yani evrenin ilk ana maddesi olarak su demistir.Buna gerekçe olarakta; insanın fizyolojik ihtiyaçlarını göz önüne almıştır.Besinlerin ekilirken ki hallerinin nemli oluşundan ve insan vücudunun suya gereksiniminden dolayı bu kanıya varan Thales,dine karşı bir tepki olarak bunu söylemese bile hala eleştirilere maruz kalmaktadır.

Açık ve seçik şekilde derdim şu ki; felsefeye önyargıyı bitirin! Biz bu ilimin akademik eğitimini alırken,dine karşı yetiştirilmiyoruz aksine din hakkında bir çok bilgi ediniyoruz ve bu konuda ’’sorgulama’’ yöntemini kullanmıyoruz.İnsanın gelişmesi için faydalanabilinicek olduğu bu ilim; insana kültür bazında katkının yanında yaşamda,tabir-i caizse ’’uyanıklık’’ kazandırıyor.Her düşünceye,her fikire açıkgöz ile bakmaya ve eleştiri getirmeye özgüven kazandırıyor.

Senelerce okuyarak,emek verdiğimiz bu bölümü okuduğumuzu duyan insanların ’’ne olucan?’’ sorularından bıkmışlıkla yazıyorum ki; biz bu milletin düşünmeyi alışkanlık edinmiş ve sorgulamaya açık zihinleri olacağız!