2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1606
Okunma

Benim çocukluğumda, Annelerimiz , ablalarımız çalışmazlardı,
Evim okuluma çok yakındı, evin anahtarı ne bende ne babamda vardı.
Evlerin anahtarları kocaman ele avuca sığmayacak kadar büyük ve zincir halkalıydı,
Herkes konu komşumuzdu, hısım akrabamızdı .
Oyun yerlerimiz sokaklardı, Masa başı, bilgisayar atarimiz yoktu.
Sokakta oynamak bir kavramdı.
Cafe, bar, pastane bilmezdik. çok uzaktı bizlere.
Sokak toplanma merkezimiz., oyun alanımız , muabbet yerimizdi.
Tahta bavul gibi okul çantalarımız vardı.Oyun oynarken yanımıza koyar. yakalıklarıda kirlenmesin diye üzerine atardık .Zil çalana kadar misket oynardık apar topar. Kışında çok güzel kızak kayardık çantayla.
Kızların ayrı , erkeklerin ayrı ayrıydı oyunları, Bizde kıztaklası, dıngı, holle çelik Kızlarda çizgi, bal satarım oyunu vardı. Bazen mızıkçılık eder kızların oyunlarını bozardık.
Çocuktuk, Hiç servis aracı ile okula gidip gelmedik, uzağımız yakınımız hep biridik beraberidik.
Naylon ayakkabı yandan maşalı , kadife fitilli pantolan aşırmalı idi, bizi en çok üzen ayakkabılarımız yıpranmasıydı , Krampon, Halı saha ayakkabımız hiç olmadı,
Kara lastikle mahalle maçlarına çıkar, şişirme topla maç yapardık.
Futbol demek ilçenin gençlik kulübüydü ve lükstü büyük abilerimiz futbol oynadığından saygındılar.
Kavgamız olurdu, Elimiz başımız kanardı. Ama polis gelmezdi ,tutanak tutulmazdı. Acil servislere koşmazdık. Anlaşmazlıklar anlık olurdu, büyüklerimiz haklı ve haksız kim diye sormazdı çocuk bunlar derler di. hem kendi çocuğunu hem bize kızardı.
Sokaklar sabah erken herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi, sulaması ile neşelenmeye başlardı. Belediye gelsin kapımızı önünü süpürsün diye sitem edilmezdi . umumi temizlik yapılırdı her sabah, Muabbetler, günün konusu annelerimiz tarafından o sokakta yapılırdı.
Sokakta oynarken elimizde yağlı ekmek arası dürüm ile gelir, büyük bir parçasından arkadaşlara verirdik.
Susadığımızda evi yakın olan kocaman sürahi ile su getirir aynı sürahiden kana kana içerdik.Beslenme çantamız. Süslü suluklarımız hiç olmadı .
Allı pullu aşşığlarımız, çizgili misketlerimiz vardı. Tadelle , çokokrem bilmezdik Keçiboynuzu, Horoz şekeri hediyemizdi. Muzu rüyamızda dahi görmezdik.
Subay çocuğu, polis çocuğu hep aynı sokakta oynardık. Annem- nenem bunlarla dostu. gilikoyu, tatar böreğini , Kuş ekmeğinin pişirmesini öğretir, onlardan yöre yemeği öğrenirlerdi.
Subay lojmanı, öğretmen lojmanı yoktu biridik , aynı çeşmeden su içerdik.aynı sokağın havasını solurduk.
Aramızda ayrışma,ötekileşme yoktu, Annelerimiz hep birlikte İkindi çayını leylak ağaçlı ağaçların altında içerlerdi. Cuma günleri piknik için hazırlıklar yaparlardı. gıdığın bahçe. taşbaşı , bahçeler dolar taşardı. Buram buram semaver ve çıra kokusu salınırdı.
Bacası tüten evleri gözetir, Sıcak tandır ekmeği ile ketemizi alırdık. Saklambaç oynarken saklanma yerimiz komşunun odası mağatın altı veya yüklükler olurdu.
Biz biridik, hep birlikteydik. Yoktu ayrımız, yoktu tanımadığımız, Elde avuçta belki yoktu . Ama yürekler mangal gibiydi.
Sokaklar çocuk sesleri ile cıvıl cıvıl, Komşular şen ve neşeliydiler.
Ama şimdi, ama şimdi ..
Sokaklar şimdi boşaldı, ruhsuzlaştı. bom boş kaldı.
Sarıklı ağ sakallı dedelerimiz , Beyaz erşapllı -leçenkli nenelerimiz yok artık.
Çocuklar oyun bilmiyor. Oyunu atari sanıyorlar. Muabbet yeri değil sokaklar.
Kimse evinin önünü süpürmüyor. Kimse çocuklarını sokakta gezdirmiyor. ruhsuz kaldı sokaklar. Boşaldı ...... Boşaldı....
Cengiz DEREN .....