9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma

Hastane yolunda otobüsle geçtiğim yollar, güneşin parlak ışıklarıyla güzelleşmiş, her yana bir canlılık ve neşe gelmiş gibi.
Dallarda cıvıldaşan kuşlar daha bir şen, park ve yeşil alanlardaki çimenler daha canlı ve taze görünüyorlar gözüme.
Bir gün evvel şehri kaplayan puslu, sıkıntılı soğuk hava, güneşin kendini göstermesiyle ne kadar büyük değişiklik gösteriyor.
Güzel havanın etkisiyle park ve bahçeler çocuk cıvıltılarıyla şenlenmiş.
Çok şükür Yarabbi, herkesin hasretle beklediği bahar, galiba artık gerçekten geldi. Sonsuz şükürler olsun.
Etrafa bakınıyorum, güneşi gören yüzler daha mutlu gibi geliyor bana.
Düşünüyorum…
Sağlık, biz insanoğulları için, önem sırasında en başta olması gerekirken, dünya telaşı, yaşam koşuşturması içinde galiba her zaman arka plana atılıyor.
Söze gelince, hepimiz önce sağlık diyoruz, ama yeri geliyor öyle basit konular yüzünden, dünyayı önce kendimize, sonra da sevdiklerimize dar ediyoruz ki!
Gören gözlerimizin, sağlıkla duyan kulaklarımızın, rahatça yürüyebildiğimiz ayaklarımızın, sözün kısası bütün vücudumuzun sağlıkla çalışması, mutlaka olması gerekir gibi, bize her an Rabbimize teşekkür etmemiz gerektiği gerçeğini unutturuyor.
Ne zaman bir yerimiz ağrıyor, ‘hoppala bu da nereden çıktı, ne güzel yaşıyorduk’, diyebiliyoruz.
Oysa ki insanız, can aşıyoruz, her an hasta da olabiliriz, sıkıntılarımız da olabilir.
Elimizdeki nimetleri neden hep kaybedince kıymetini anlıyoruz!
Hasta olmadan sağlıklı hayatın, sıkışıp işlerimiz bize zaman sıkıntısı vermeden, boş zamanın kıymetini bilemiyoruz.
Verilen nimetlere şükretmek onların artmasına sebep olur.
Kendimizin evlatlarımızın, eş, dost ve akrabalarımızın, sağlıklı oldukları için acaba yeterince şükrediyor muyuz?
Zamanın birinde çok abid bir zat yaşarmış. Kendisi fazla insan içine karışmaz, kimsenin dedikodusunu yapmaz, işiyle gücüyle uğraşır, zamanının çoğunu ibadetle geçirirmiş.Ölüm ona geldiğinde Rabbimizden bir nida gelmiş:
-Ey kulum, seni rahmetimle mi hesaba çekeyim, yoksa ibadetlerinle mi?
Abid düşünmüş, ‘mümkün olduğu kadar günah işlemedim, kimsenin dedikodusunu yapmadım, haram işlerden kendimi korudum, Yarabbi beni ibadetlerimle hesaba al, demiş.
O zaman kendisine, bütün ömrü boyunca yaptığı ibadetlerin, ancak bir gözünün şükrüne yeterli olduğu bildirilmiş.
Yarabbi bizlere verdiğin sağlık afiyet için sana ne kadar şükretsek azdır.
Kul olarak çok aciziz, sana yeterli şükürde bulunamıyoruz, bizlere rahmetinle muamele eyle ne olur.
Bir uzvumuzda meydana gelen rahatsızlık bütün vücudun dengesini bozuyor.
Sen yarattığın kullarını biliyorsun Yarabbi, bizler zayıf kullarız, afiyetteyken kıymetini bilmez, hasta ve sıkıntıya düşersek hemen feryat ederiz.
Sana, bizlere verdiğin sağlıklı yaşamlarımız, eşimiz çocuklarımız ve mutlu hayatımız için şükürden aciziz. Bizleri dayanamayacağımız sıkıntı ve dertlerle imtihan etme. Nimetlerinin devamını nasip eyle.
Düşüncelerden sıyrılıp bir de baktım ki ineceğim durağa gelmişim.
Hasta arkadaşıma bir an evvel ulaşmak için adımlarımı hızlandırdım.
14 Mayıs 2011 Şişli