Gül toplarken nasıl ellerime dikenler batarsa, senin peşinde olduğumdan dolayı başıma gelen her musibete en az gülün dikenine katlandığı kadar katlanıyor ve katlanacağım.
Gülün peşinde bir diken nasıl arsızca dolaşırsa, sana olan sevgim hiç değişmeyecek ve ben vazgeçmeyeceğim. Sen benim gülümsün ve ben o gülün peşinde arsız bir diken.
Bir diken ki tek başına olduğunda yakılır, yıkılır, bir tarafa atılır. Fakat Gülü ile olan bir diken gülün hatırına beslenir, sulanır ve bakılır. “ Ne gül dikensiz, nede diken gülsüz.” “Bırakma beni sensiz.”
Sana dönüp hiçbir beklentim olmadığını söylüyorum, aldırma bana; ilk ve son olsun o sözüm Yalan! İçimde taşıdığım ve söylemesi hiçbir kelime hazinesine sığmayacak aşkım ile kainatın en büyük çığlığı olan sessizliğimi uğruna ölünesi gözlerine gömüyorum. Takılıp boğazıma söylemediğim her kelimenin, kalbine dolduğunu hissediyorum. Ve “gözler kalbin aynasıdır” diyor titrek sesli bir solistin dudaklarından çıkan sözler. Yalan söylemiyor o gözlerin inan. Benim kadar sessiz çığlıklar atarak beni sevdiğini haykırıyorsun.
Nedir dudaklarında ki tutukluk? Yoksa bir iki kemgözden midir korkun? Kul nedir ki, Allah bilsin. Korkakların gözü uyku görmesin, seni sevdiğimi haykırıyorum , seni kaybetmekten ve sensiz ölmekten çok korkuyorum. Gel “ evet” de. Herkes gitsin hesabını Allah’a versin.
Duyuyor musun? Bunlar son sözlerim; Senin canını sıkanın canını yakarım, asıp suratını gezme ortalıkta Seni seviyorum sakın unutma
Benim tanıdın mı?
Gülün peşinde arsız bir diken