8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
720
Okunma
O değil de;
Yanımda oturan yaşlı teyze minibüs şoförüne, ’oğlum kenarda biyerde beni indiriver’ dedi. Şoför kendince uygun olan yerde durdu. Teyze inmeye çalışırken bir taraftan da, ’oğlum ben yaşlıyım hızlı inemiyorum’ dedi.
Şoför, acele etme teyze’ dedi ve teyze indi.
Şoför teyzenin sağ salim indiğinden emin olana kadar bekledi. Teyzem şoföre el salladı, ’alasmarladık evladım’
Şoför de teyzeye el salladı, ’güle güle teyze’
Uçağa el sallayan bir milletiz... Temsil ben... Ama yolcunun şoföre şoförün yolcuya el salladığını ilk kez gördüm. Millet olarak bir ilke daha imza attık. O anı ölümsüzleştirmek isterdim...
O değil de;
Yollarda inip binerken şoföre el sallamayı unutmayın. Darılabilir...
O değil de;
Hava yağışlı. Karşı binanın tepesinde martılar var. Kanatlarını açmış yağmurda duş alıyorlar.
Bu martı kuşları eskiden böyle araba tepelerinde çatılarda yollarda gezmezdi. Sahilde olurdu. Şimdi minibüs yoluna hatta E-5’e kadar çıktılar. Aç kaldıkları için mi acaba...
Ey İstanbul’lu uyuma!
Vapura bindiğinizde donacak gibi ille de içerde oturmayın. Martıları besleyin... yoksa yakında evde kedi niyetine martı besleyeceksiniz.
Sizin yüzünüzden İstanbul martılarının nesli tükenecek.. Biraz insaf!
O değil de;
istanbul’un mermer taşları/başıma da konuyor konuyor aman/ martı kuşları/sevdalım/senin yüzünden bu halim
O değil de;
İyi bayramlar.