Hz.Yusuf(as)

Hz.Yusuf’un(as) yaşamında, hemen her dönemde müminlerin karşılaştığı zorlukları yaşadığı, iftiralara maruz kaldığı, sabır ve tevekkül göstermesi gereken çok fazla durumla karşılaştığı görülür. Küçük yaşta iken kendisini kıskanan kardeşleri tarafından kuyuya atılmış, köle olarak satılmış, ardından iftiraya uğrayarak uzun yıllar zindanda kalmış, türlü zorluklarla sınanmıştır. Yusuf Peygamberin yaşadıkları, Allah’ın değişmez kanunudur, her dönemde müminlerin yaşadıkları benzeşir ve Allah’ın sünnetinde değişiklik olmayacaktır.

(Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın. (İsra Suresi, 77)

Suçsuz yere zindanda kalmasından ve yıllarca orada unutulmasından sonra Rabb’i onu hazinelerin başına geçirmiş, güç ve iktidarla nimetlendirmiştir. Burada da Allah’ın sünneti tecelli etmiştir. Çünkü yaşanan her zorluğun ardından, müminler için kurtuluş müjdesi vardır.

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ’güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, onları da yeryüzünde ’güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

Hz.Muhammed(sav)

Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav ),"…ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirildiği gibi insanlara son peygamber olarak gönderilen, Allah’ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası ile insanlara örnek kılınan müminlerin dostu, yakını ve velisidir.

Rabbimiz, "Gerçek şu ki, Biz senin üzerine ’oldukça ağır’ bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle de haber verdiği gibi Hz. Muhammed’e (sav) çok önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz(s) de güçlü imanı ile bu sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirmiş, insanları Allah’ın yoluna çağırmış ve tüm inananlara yol göstermiştir.

Samimi inanan müminler için davranışlarına ve ahlakına özenilmesi gereken kişi, Hz. Muhammed’dir(sav). Yüce Allah bu gerçeği, “Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bildirir.

Peygamber Efendimiz hem güzel ahlâkı ile insanlara örnek olmuş, hem de insanları güzel ahlâka davet etmiştir. "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlâktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder " (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt) diyen Peygamberimiz (s), bir hadis-i şerifinde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah’a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlâk sahipleri girer" (Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt) buyurur.

Peygamberimiz’in üstün ahlâkı hakkında kuşkusuz söylenebilecek çok daha fazla şey vardır. Kur’an ayetlerinde inananların O’nun nurunu izlemelerinden şöyle söz edilir:

“…Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.” (Araf Suresi, 157)

Peygamberimiz’i(sav) savunmak/desteklemek de, ancak Kur’an’a tabi olarak, O’nun gibi Kur’an ahlâkını yaymaya çalışarak ve O’nun üstün kişilik özelliklerini kazanmaya gayret ederek mümkün olacaktır. Bu çabayı gösteren samimi müminlere Rabb’imiz de yardım edecek ve yollarını açarak onlara başarı verecektir.