SAYIN DİVAN ,YEK DİĞERİNDEN KIYMETLİ PROTOKOL ÜYELERİ ,DEĞERLİ KATILIMCILAR ,ŞEFFAFLIĞIN MEŞALESİ DURUMUNDA OLAN CEFAKAR MEDYA MENSUPLARI;
SELAM VE HÜRMETLERİMİ SUNUYOR, BÖYLE NEZİH BİR İNSAN KİTLESİNE HİTAP ETTİĞİM İÇİN ONUR DUYUYORUM
Demokratik düzenin ana unsuru olan Sivil Toplum Kuruluşuna üye olmaktan mutluluk duyuyorum. ancak STK lar daha hızlı bir gelişim içinde olmalıdırlar, örgütlü toplumu dünya ölçülerinde benimsemezsek Demokratik düzenin emniyet supabı durumunda olan meclisimiz zaman zaman nefes almakta zorlanabilir. Dolayısıyla STK lar güçlenerek meclisimize, meclisimiz STK lara sahip çıkmakla yükümlüdür. Siyasi misyon efeleri burada, sesimizi meclisimize taşımalarını istiyoruz, Sendikalar yasası ihtiyaca cevap vermiyor,sorunlarımızı daha gür bir sesle ifade edebilme fırsatı sendikalarımıza da verilmesini istiyoruz. artık insanımıza güvenmenin zamanı geldi, geçiyor bile… Ayrıca toplumun geniş kesimine ulaşmak için derneklere önem verelim,ilgi gösterelim, Kalkınma bütçesinden katkı payı ayıralım……Marifet, Meclise girmek değil, sonrasında başı dik, selam ve dua ile yaşaya bilmektir.
Sendikamızdan beklentimiz;

1-Etkin yönetim ve ekip çalışması
2-Aylık İstişare ile ortak akıldan yararlanma
3-Gündemi takip ve tahlil
4-Sosyal etkinlik ile halka inmek
5-Sosyal yardımlaşma faaliyetleri
6-Bilgilendirme seminerleri ile nitelikli vatandaş yetiştirme, ki en büyük ihtiyaçtır
7-İhtiyaca göre uzman eleman yetiştirmek
İşte Eğitimciler Birliği sendikamızdan beklentimiz budur. ben bireysel olarak konuşsam da aslında bu istekleri sessiz üyelerin sesi sayabilirsiniz.

Bilgilendirmenin ayrıcalığını ve gerekliliğini apaçık ortaya koyan birkaç örneği yaşantımdan arz edeceğim.

Ağacın neye yaradığını bilmediğim zamanlarda odun niyetine vatandaş meşe ağaçlarını satarken devletin yasak koymasına anlam veremiyordum. Sonra yeşilliğin verdiği oksijen , aldığı karbondioksit ve kağıt kalemin ana kaynağı olduğunu öğrenince içtenlikle ormana sahip çıkmaya çalıştım ve ormanın önemini çevreme anlattım.

Büyüklerimiz şöyle diyorlardı: “Allah’tan sonra hükümet gelir.” Bundan şöyle bir anlam çıkıyor; hükümet, başka bir ifade ile devlet güçleri ne yaparsa yeridir. Sonra dünyayı tanıdık ve anladık ki hiçte öyle değildir. Tam tersine devlet huzur ve güven içinde mutluluğa mutluluk katmak için görevli kurum ve kuruluşlarda müteşekkildir. Görevini yapmadığı zaman vatandaş olarak uyarma hakkına dahi sahibim.İşin iyi tarafı Hükümetimiz de bunun farkındadır

Eskiden büyüklerimizden duyduğumuz uyduruk hikayelerin etkisiyle Hiristiyan ve yahudilere birbütün olarak olumsuz bakıyordum. öğrendim ve anladım ki onların da insan olarak iyileri kötüleri vardır.Çoğunuz hatırlarsınız Barış yanlısı tutumuyla tanınan İzakrabin fanatik bir yehudi tarafından öldürülünce bu olayı kınamak için yaklaşık olarak 150 bin Yahudi bir araya gelebilmişti Zaten ehl-i Kitap arasında bir kısım güvenilir insanların varlığını Allah celle celaluhu bildirmiyor mu?

Diyebilirim ki bilgi edinme ile buna benzer kırk açıdan hayatımda olumlu gelişmeler olmuştur. Bu kürsüye çıkma cesaretimi de bu gelişmelerden biri sayıyorum.

Zaman istiklal Marşımızın on kıtasını bir arada ele alma zamanıdır.Önyargısız ve saygıyla insana yaklaşmanın zamanıdır.İnsanlığın huzur ve mutluluğuna endeksli vahyin evrensel ölçülerde ele almanın zamanıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle Eğitim Birsen kongresinin hayırlara vesile olmasını temenni eder, hepinize şükran ve hürmetlerimi sunar, başarı ve mutluluklar dilerim.

Eyüphan KAYA
Eğitim-Birsen üyesi