Şiiri gerçek kurallarına uyarak yazan şair olmadığı gibi onlara jürilik yapacak insanda yok gibi. Isparta Yazar ve Şairler Derneğinin 2007 yılı şiir ve hikâye yarışmaları jüri üyeleri de öğle sanırım.
Türk Halk şiirinin temellerini Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Yunus Emre, Aşık Veysel ve niceleri kurmuş. Bana veya bize yorum yapmak düşmez, uymak düşer.
Bu büyük üstatlar hep en fazla 6+5=11 li yazmışlar ve hepsi mükemmel. Bin defa okusan bıkılmıyor. Hepsinde abab aaab aaab mahlaslı son kıta, ayak, redif, durak, hece, uyak, konu ve konu bütünlüğü mükemmel.
Isparta Y. ve Ş. D.nin 2007 yılı yarışma sonuçları Yalvaç’ta açıklandı. 1. olan Nusret Turan’ın “Aratma Tanrım” ve Jüri özel Ödülü alan benim “Kaynana” şiirlerini aşağıda sunuyorum, lütfen bakmanızı ve yorumlamanızı arz ediyorum. Her halde ben şimdiye kadar yanlış yönde ders çalışmışım.
Türk Halk şiirini bu hallere düşürmememiz gerektiğini düşünüyorum. 2. ve 3. olan şiirleri görmedim. Durum böyle olunca da orman taşlayan adı büyük kendi ufaklık yazar ve şairler haklı duruma çıkıyor.
Biraz değil çokça reklâma ihtiyaç var bu yolda. Belki de hepimiz Atilla İlhan’ın bir şiirinin adını bile söyleyemeyiz. Ama 16 yaşında Nazım Hikmet’in şiirini kız arkadaşına mektupla gönderdi diye hapse girmiş, mahkemelerde sürünmüş, nasıl meşhur olmasın?
Cahit Sıtkı Tarancı’ya gelince kimse 2. bir şiirini söyleyemez. Sadece herkes Otuz beş Yaş şiirinin adını bilir. 1947 de bir siyasi partinin yarışmasında 1. lik aldığı için.
Nazım Hikmet’inde nasıl meşhur olduğunu siz biliyorsunuz, yoruma gerek yok.
Orhan Pamuk’un nasıl pamukluk yaparak sivrildiğini, Nobel ödülü aldığını küçük çocuklar bile biliyor. Yani hindinin tavuk kadar bile değeri yoktur. Ya da kilolarca süt veren ineğin tavuk kadar değeri yoktur.
Belki birileri de Nusret Turan’ın aramızdan sivrilip çıkmasını arzu etmiştir.
Sayın Başbakanımızı da mahkemeler ve aleyhinde yazılıp, çizilenler reklâm etmemiş miydi?
Okuma lütfünde bulunduğunuz için teşekkür eder, başarılar dilerim.
KAYNANA
Bugün yine surat beş karış asık
Soğukta mı yattın, nazlı kaynana.
Gözlerinin önü morarmış basık
Uykusuz mu kaldın, hızlı kaynana.

Kızlarına destek tam azdırırsın
Damatlara kuyu pir kazdırırsın
Öğütlerini tek, tek yazdırırsın
Gülerken ısıran, hazlı kaynana!

Palavrası meşhur dilbazdır kocan
Böyle öğreten kim acaba hocan?
Tütmez olur bir gün seninde bacan
Sırları beynin de, gizli kaynana.

Başından hiç düşmez beş katlı sargın
Dertlerin tam sarmış vücudun kargın
Evlatların her gün barışık, dargın
Sivilceyi gören, gözlü kaynana!

Sıkıntı atarsın yolda gezerek
Hayatı bitirdin bizden bezerek
Suyumu çıkardı kızın ezerek
Ayakkabıları, tozlu kaynana!

Koca, eş dırdırı çekmek kolay mı?
Sizin için her şey dalga, alay mı?
Kocanızın işi, gücü kalay mı?
İyi dayanmışsın, yüzlü kaynana.

Sonunda düşersin belki yatağa
Hiç gün görmemişsin, düşüp batağa
Dursunî’yi öldür zehir katığa
Baskına gelirsin, gazlı kaynana.

Dursun Yeşil - 20/02/2007

Aratma Tanrım

Delice mal verme, yolum değişir
Düşerim batağa, çıkması zordur
Garipler mutludur, çölde sevişir
Dert verip de, derman aratma Tanrım.

Çıkarcı dostları eş etme bana
Sefil bir canım kurbandır sana
Şerefsizin zülmu dokunur kana
Alçakta dermanı aratma Tanrım

Tefeci garibi, borca boğmasın
Zalimin evine, güneş doğmasın
Rahmetsiz yerlere, yağmur yağmasın
Bir kuru ekmeği aratma Tanrım

Çok havaya girdi bu insanoğlu
Zalim garibanı, sanıyor toklu
Sevgi yok yürekte, elleri oklu
Şefkatli elleri aratma Tanrım

Dünyadaki malı, kendin bildiler
Hırs bürüdü gözü, hak’kı sildiler
Masum insanları, tek tek dildiler
Garibana derman aratma Tanrım

Nusret Turan