3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2318
Okunma
Bu günlerde aklımı kurcalayan konulardan biri de Bozkurt konusu olmuştur. Merak ettim nereden çıktı bu bozkurt ve incelemeye karar verdim. Tabii ki eldeki kaynaklar çok sınırlı. Araştırırken bu kıt kaynaklarda anlatılan efsane dışında temelsiz ve sanki bir yerlerden alınıp neticesinde tarihimize mal edilmiş bir konu gibi geldi bana...
Çocukluğumun geçtiği yıllarda özellikle 1980 öncesi yıllarda çok duyduğumuz öğrendiğimiz hayran olduğumuz, kendisini örnek aldığımız insanların isminin önüne sıfat olarak koyduğumuz bir ülkü, bir inanç, bir kültürdü bozkurt… Resmini zaman zaman bayrağımızın dahi üzerine koyduğumuz, rozet yapıp yakamıza astığımız uğruna kavgalar verdiğimiz bir semboldü bozkurt…
Tabi ki her milletin bir sembolü olabilir mesela Rusların “ayı”, Fransızların “horoz” gibi, fakat bizim sembolümüz gerçekten bozkurt olabilir mi? Bunu derinlemesine araştırmak gerekiyor.
Tarihe bir göz atınca bizim atalarımız olan ve bu toprakları bize yurt edinen büyük medeniyetler kurmuş Selçuklu Devletinin sembolünün iki başlı kartal olduğunu görebiliriz. Ne Osmanlı’da, nede Selçukluda bozkurt’un sembol olarak kullanıldığına hiç rastlamadım.
Bozkurt ile ilgili kaynakları incelediğimde “cohou kitabında” Türklerin Hiung-nuların bir alt soyu olduğu bunların “Bütün soyunun tamamen öldürülmüş bir çocuğun bir dişi kurt tarafından beslenmesi sonuçta kurtun hamile kalması ve on erkek çocuk doğurması vs.” bu şekilde çoğalmaları olarak anlatılmaktadır. Bu anlatımların ne bilimsel, ne dini, nede milli bir temeli vardır, olamazda.
Başka kaynaklarda; Ergenekon’un Türklerin etrafını kapatan madenlerle dolu bir dağ oldğu ve Türk Milletinin bu dağın ardında bir nevii haps edildiğ açıklanmaktadır. Kaynaklarda ; Türkler’in bu demir madenini eriterek kendilerine yol gösteren Bozkurt’un önderliğinde Ergenekon’dan çıkmaları anlatılır. Zaten bu anlatımları mantık çerçevesinde düşünecek olursak, Ergenekonun milletimizin üzerinde kutsal bir yeri olmasıda mümkün değildir. Çünkü Türkleri hapsetmiş, yaşantısını kısıtlamış toprağı ise verimli olmayan bir yerdir. Son günlerde ortaya çıkarılan örgüte de,yaşantımıza getireceği kısıtlamalardan ötrü mü ergenekon denildi bilinmez...
Neyse eski günlerden bahsetmeye devem edelim bizim çocukluğumuzda o kadar zihnimize kazınmıştıki bozkurt, ben çocuk yaşımda gerçekten atamızın bir kurt olduğunu düşünmeye başlamıştım bile.Şimdi ise konuyu etraflıca araştırdığımda; aslında Bozkurt’un Türkleri kendi tarihinden koparma projesi olduğu sonucuna ulaştım. Nasıl mı?
Bizim öğrencilik yıllarımızda tarih derslerinde özellikle öğretilen tarih Hun devleti, Göktürkler, Orhun abideleri vb konulardı, yani mö 800-1000 yıl öncesinin taihi bize etraflıca anlatılırken yakın tarihimiz hiç mi hiç anlatılmıyordu, bunun nedeni neydi vardığım sonucu hemen söylüyeyim. Türklerin müslüman olduğu dönemler anlatılmamalı, ama şaman olduğu, dinsiz olduğu, aya güneşe taptığı zamanalar aslında altın çağı gibi anlatılmalı bu şekilde yozlaştırılmalı ve yobazlaştırılmalıydı. Bir nevi tarihle köprü kurmak gayesi değil, tarihle aramıza bir set sokmak gayesiydi belki de. Tarihini bilmeyen milletlerin sonunun hüsranlığını hep bilir deriz ama hiç sormadık neden hep eksikler kopukluklar ihmal edilmişlikler var?
Bize yıllarca Türk-İslam sentezi diye bir cümle ezberlettiler. O nedir ki diye sorduğumuzda “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslüman olmak” diye tanımladılar. Ama onlarda dağın, dağa kavuşmayacağını asla o iki dağın birleşemeyeceğini biliyorlardı esasen bu sentez değil aksine ayrıştırmaydı Halbuki aklıselim tarihçiler bunu bize “Türkler demir gibi bir milletti, İslamı seçince çelikleşti” diye anlatmış, aslında bu milletin İslamla medeniyetin zirvesine ulaştığını, cihan imparatorluğuda kurarak dünyanın huzuruna katkıda bulunduğunu aslını özünü islamla kazandığını çok güzel anlatmışlardı.
Bizim tarihimizi incelerken çok sayıda yazılı kaynakta bulduğumuz Selçuklu devletinin kuruluşu bize neredeyse hiç anlatılmıyor varsa yoksa bir bozkurt hikayesi yürüyüp gidiyor, Türk tarihinde en önemli üç olay nedir diye yüzlerce insana sorduğumda;
Malazgrit Zaferi,
İstanbul’un fethi ve
Kurtuluş Savaşı
Cevabını almamıza rağmen ne Malazgirtle ilgili, ne de İstanbul’la ilgili ne bir filim, ne de yeterli bir kitap bulamazsınız, İstanbulun fethini bizler yıllarca Venedikli tarihçilerden öğrendik yazık ki..
Bize bu toprakları Peygamberimizin müjdesi ile vatan yapılmış bu uğurda mücadele veren kervanın başı olan “Ahmet Yesevi Hz.nin, Tuğrulbeyin , Alpaslanın, Melikşahın, Mevlananın, Fatihi yetiştiren Akşemseddinin onu görevlendiren Hacı Bayramın onu yetiştiren Somuncu Babanın, Yavuzların, Fatihlerin adı anılmazken varsa yoksa bir bozkurt hikayesi bu bir dayatma değilde nedir sizce? Bu kadar önemli ve sembol olacak değerdeydi de neden dünyanın en büyük medeniyetlerini kurmuş olan Selçuklularda , Osmanlılarda bu kullanılmamış adı dahi anılmamıştır.
Sonuç olarak inanıyorum ki, Ergenekonda bu millet nasıl hapsedilmişse ve bu günkü ergenekon da bu milleti hapsetme projesiyse; bozkurtta bu milleti tarihinden ve milli manevi değerlerinden koparma projesidir. Umut ederim ki yazımı okuyacak olan sizlerde bu konuyu araştırır ve katkılarınızı bizlerle paylaşırsınız...Saygılarımla
EKBENEM
30 Nisan2011-Malatya