Ahmet AYAZ /Hakimiyet Gazetesi
İLMİ İSLAM-İLMİ SİYASET
27 Temmuz 2010

İlmi İslam-İlmi siyaset bunlar ayrı ayrı, biraz da incelik taşıyan konulardır. Şimdi aşağıda göreceğiz bu konuların teferruatını. Gencin birisi kendisini İslam’a adamış ve iyi bir İslam âlimi olmak için Şam’ın yolunu yaya olarak yürümeye başlamış. Az gitmiş uz gitmiş Şam’a yetişmiş. Orada İslam âlimlerinin yanında yirmi yıl okumuş. İslami bilgilerin tamamını öğrenmiş ve bir çuval kitap sırtında memleketine doğru yola çıkmış. Köyün birisine gelmiş, günlerden Cuma günü. Bir abdest almış burada bir Cuma namazı kılayım diye girmiş caminin bir köşesine oturmuş. Namazın sünneti kılındıktan sonra caminin hocası kürsüye vaaz vermek üzere çıkmış. Ama hoca çok bilgisiz bir şekilde kara düzen namaz kıldırıyormuş. Bu 20 yıl tahsil gören adamın içi bir türlü rahat edememiş. Yüzünü cami imamına çevirdikten sonra “Arkadaşım, hoca efendi sen namazı yanlış kıldırıyorsun. Bak bu kadar adamın vebali senin boynuna” deyince. Hoca efendi yönünü cemaate dönerek. Bakın komşular Şam da tahsil görmüş ama burada bana namazı yanlış kıldırdın diyor. Beni görevimden edecek, yerime göz koymuş” deyince köylüden iyi bir dayak yemiş. Köylünün içinde arif birisi varmış. Bu gencin yanına sokularak, “Evladım sen Şam da ne okudun” demiş. Genç “İslam ilmi okudum” deyince, o arif adam “Olmadı evladım. Sen git bir de siyaset ilmini oku ondan sonra gel” Demiş. Genç Bir çuval kitabı sırtına almış tekrar Şam’ın yolunu tutmuş. Gitmiş siyaset ilmini de okuduktan sonra bir Cuma günü aynı köye gelmiş. Hoca cumayı kıldırdıktan sonra bu genç yüzünü cemaate çevirdikten sonra “Hey ahali. Bu hocamızın kıymetini iyi bilin. Bu bir ermiş kişidir. Bunun sakalından veya saçından bir tel alıp saklarsanız. O sakalının veya saçının bir tek teli sizi cehennem ateşinden koruyacaktır” Deyince vatandaş hocaya hücum eder, sakalını saçını yolar, hocanın yüzü gözü kan içinde kaldıktan sonra, hoca gencin yanına yaklaşarak evladım sen ilmi İslam’ı da, ilmi siyaseti de çok iyi okumuşsun, nereye gidersen git artık hiçbir yerde sırtın yere gelmez demiş. Baraklılar bunu iyi bilirler. Ben de Barak Türkmenlerindenim ama ilmi siyaseti bir türlü öğrenemedim. Bundan sonra da öğrenemem. Hepinize hoşça ve dostça kalınız diyorum. En güzel günler hepinizin olsun.