Yine izliyorum gidişini...Bir akşam olmuş sen yine benim yalnız ruhumu daha da yalnızlığa atıyorsun...Arkandan bakıyorum sadece...Gizlice bakıyorum ama anlamayasın diye.Gözlerin seni izleyen gözlerimi görmesin diye.Yine bir akşam,yine senin gidişin,yine benim yalnız ruhum,yine çaresiz bakışım....

Yine izliyorum gidişini...Bir "hoşça kal" bile demeden gidiyorsun...Ben bekliyorum içten bir gülümseme ve bir hoşça kal...Görmeyi umuyorum yüzünden ruhuma akan gülüşünü;sense beni aslında hiç umursamadığını gösteriyorsun yine...Yine gidişin,yine bekleyişim ve yine yıklışım...

Yine izliyorum gidişini...Hayran hayran izliyorum seni...Sessizce ama;kimse duymasın diye,kimse anlamasın diye seni sevdiğimi...Dünyanın bana sunduğu tüm gözlükleri bi kenara bırakıyorum...Bir aşığın gözlüğünü takarak izliyorum seni...Ne kadar da güzelsin,ne kadar zarif,ne kadar narin ve ne kadar nadir,ne kadar farklı...Yine sen gidiyorsun,yine benim içimdeki hayranlığım,yine sessizlik içimdeki fırtınalarla...

Yine izliyorum gidişini...Bir gün o kapıdan birlikte çıkışımızı hayal ediyorum...Ne kadar mutlu olabileceğimiz geliyor aklıma,sonra düşlerden beni çeken bir zehir giriyor kanımda.Senin başkasına ait olduğun gerçeği...Zehir gibi dolanıyor tüm vücudumda...Panzehiri yalnız senin elinde...Senin dilinde...Senin yüreğinde...Sense bunu bilmiyorsun...Yine gidiyorsun,yine zehirleniyorum,sen yine bilmiyorsun...

Yine izliyorum gidişini...Birden bir sonbahar yeli esiyor artık dalında durmak istemeyen kalbime doğru,yerlere düşüyor kalbim...Bedenim ölü gibi düşüyor bir anda...Ruhum benden ayrılıyor o anda...Engel olamıyorum kalbime,bedenime,ruhuma...Seni arzuluyor hepsi...Savruluyorlar bin bir yana senin gidişinle...

Yine izliyorum gidişini ve yine lanet okuyorum...Lanet okuyorum;çünkü seni seviyorum,sen bilmiyor;gidiyor gidiyorsun...Lanet okuyorum;çünkü sen başkasına aitsin...Yine gidişin,yine lanetlerim,yine senin bilmeyişlerin ve asla bilmeyeceğin gerçeği...