14 Nisan 2011 Perşembe, 01:19 tarihinde İlhan Erdem tarafından eklendi
Tarih hiç bir dinsiz toplumun ayakta kaldığını kaydetmediği gibi,bilimden ayrılanlarında çabucak tarih sahnesinden silindiğini görebilmekteyiz,hele hele birde gelenek görenek gibi yazısız kanunlardan ayrılan toplumların çözülmesi dahada hızlı olmaktadır. Şimdi bunlar ne demek oluyor der gibisiniz tahmin edebiliyorum ama konunun geneline bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ntv Tarih dergisi Nisan sayısında Nejdet Sakaoğlu hocamız yazdı;Ölümün o eski tadı yok başlığında Erbakan hocanın cenaze merasimine değindi söylediği şeylerde baştan sona haklıydı,meselâ tabutun bir sağa bir sola dönmesi,yeşil örtünün tabutun üzerinden sıyrılması,cenazenin bekletilmesi,bazı sanatçı ve siyasetçilerin naaşlarının alkışlar,şiir okumalar vs bunlar geleneğimizde olmayan şeylerdir. Gelenekten ziyade bid’attır. Cenaze teşyi’nin, gösterişsiz,israfsız sükûnetle yapılrak yaşayanlara ölümü düşündürmesi amacı unutulmamalıdır. Özellikle benim en kızdığım nokta şudur dostlarım müezzinlerin minareden okudukları cenaze selâlarını kişinin hayattaki konumuna bakarak kısa veya uzun okumalarını islam dinine hiç yakıştıramıyorum. Aslında dinimizi fazla bilmediğimiz kanaatindeyim çünkü bilsek böyle şarlatanlıklara yol verilmez ama inanın ama dinimiz yanlış insanların elinde olması üzüntü veriyor. Akılları sıra dini hizmet adına yapmadıkları dalavere kalmıyor. Onun için herkesin az çok bu konularda bilgi edinip bu din simsarlarına yol vermemeleri gerekmektedir..
İlhan ERDEM