Karanlığın sihirli kasvetini bozan bir ufak ateş böceği de olsa fark edilen kıvılcım gibiydi piyanodan yükselen nameler. Yıllar öncesinin aşklarını daha hemen, daha ilk tazeliğinde sunmakta hiç kaybetmeden ve eksiltmeden.

En güzel şarkıları söylemek geldi bugün içimden sevgili; Nedeni bilinmez. Sesime kattığın gülüşün, sesime verdiğin renk, sesime kattığın sevginle özdeşeceğim belkide.

Bu gece daha bi efkârlıyım, daha bir doluyum. Bulutlar bakar da şaşar halime, gülümseyelim derken en saf halleriyle tempo tutarlar çinko çatılı tek katlı evlerin çatılarında.

Biliyorum; Sende geceyi yorgan saydın çektin üzerine, gözlerin lacivert karanlıklarda ay bekleyen yorgun savaşçılar gibisin.

Ürperiyorsun birden seni düşündüğümü düşünüyorsun, gülümsüyor belkide için için seviniyorsun; Sevmek işte budur diyorsun.

Sonra gözlerini kapatıyorsun, kalın çizgilerle çiziyorsun arasını benli-bensiz zamanlarını. Öncesini tek kalemde siliyor gönül sayfandan söküp atıyor, ferahladığını hissediyorsun.

Aşkı özlediğini zaman zaman ağladığını, şarkıların sözlerini unuttuğunu hatta aşkın sana engeller koyduğunu eksik kalan yanının sol tarafın olduğunu, acılara tutunarak yürünemeyeceğini artık geç de olsa öğrenebildiğini anımsıyor, şaşkınlaşıyor hatta kendini tanımakta zorluk çektiğini bilmenin karmaşasını yaşıyorsun.

Hatta yüreğinin senin olup olmadığı konusunda tereddütlerin oluşuyor.

Sen yüreğinin sesini dinle; Alışık olmadığın terennümlerde bulunsa da kanat çırpmasını yeni öğrenen martı yavrusu heyecanıyla bırak özgürlüğün tadına varsın.

Şimdi vakit gecenin en karanlığından az önce. Karanlıktan korkma sevdiğim Geceni aydınlatmak için şairin dediği gibi "GÜNEŞ TOPLAMAYA GELECEĞİM GECELEYİN GÖKYÜZÜNDEN" Bir avuç dolusu güneşle geleceğim imkânsızı kırmak için.

Hadi yum gözlerini sevdiceğim.
Sana türkülerle geleceğim...

Uğurtan AKGÜL