7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1213
Okunma

Hiç düşündün mü, beyaz olan her şeyi severiz genelde...Beyaz sayfaları, bembeyaz papatyaları, 3 beyazı, beyaz önlüklüleri, beyaz güvercinleri, yeri geldiğinde beyaz yalanları bile ve daha sayamayacağım nice beyazları seviyoruz kim bilir...?
Geçen gün yeni emekleyen çocuğun yürüme çabasını gördüğüm saçlarıma takıldı gözlerim... Bembeyaz çıkmaya çalışıyorlar var güçleriyle...İşte o an sevemedim beyazı, anında kinlendim ve sildim hayatımdan...Her yerde, her şeyde çok sevdiğim başımın üstünde yeri olan beyaz mecaz-ı mürselle değil, gerçeğin ta kendisiyle bulmuştu yerini...Tel tel, yavaş yavaş yerini yapıyordu kafama...Ne düşündüm o an biliyor musun? Hayatım karardı ya saçlarım beyazladı demek ki...Vardır bunda da Rabbimin bir hikmeti dedim geçtim...Hiç birşeye takılmaya gelmiyor çünkü...Düşündükçe hırpalanıyor, sarsılıyorum şiddetini bilmediğim depremlerle, her seferinde hangi umudum, hangi mutluluğum kalıyor yıkıntıların altında unuttum artık...
O yüzden depremlerin olmadığı, gözyaşlarımın yağmur diye yağmadığı, ha geldi gelecek kemoterapim diye 21 günü sayacak takvimlerin olmadığı, gece yerine hayatımın kararmadığı bir yere kaçmak istiyorum... Ve bir daha aynı filmi izlememek…