Tuba bugün çok yorulmuştu.Bu yüzden erkenden yattı.Rüya görmeye başladı.Rüyasında dedesinin elinden tutuyordu.Tuba’nın dedesi ölmüştü.Sabah uyandı ve dedesinin yanına gitmeye karar verdi.Üstünü giyindi ve annesi ile babasına gördüğü rüyayı anlattı.

Annesi:
-Kahvaltıdan sonra baban seni bırakır yavrum.Dedi.

Tuba bu haberi duyunca çok sevindi.
Kahvaltısını yaptıtıktan sonra babasından rica edip onu mezarlığa götürmesini söyledi.Babası "Tamam götürürüm" dedi.Arabaya binip yola çıktılar.Bir türlü gidemiyorlardı.Yağmur da yağmaya başlayınca babası:

-Seni mezarlığın önüne bırakırım.Ama mezarlığın içine girme.Yağmur yağdığı için her yer çamurdur.Dedi

Tuba:
-Peki.Oradan eve giderim.Dedi.

Babası Tuba’yı mezarlığa bıraktıktan sonra işe gitti.Ama Tuba dedesini görmek istiyordu.Bu yüzden mezarlığın içine girdi.Dedesini bulması biraz zor oldu ama sonunda buldu.Ağlamaya başladı.Tuba’nın gözyaşları yağmurla karışıp dedesinin mezarının üstüne düşüyordu.Tuba dedesini çok özlemişti.Bütün içindekileri ona döktü.Toprağını okşadı,mezartaşını öptü.Ne için geldiğini unutmuştu.Tam gidecekken neden geldiğini hatırladı.Dedesine birbir anlattı rüyasını.Neden bu rüyayı gördüğünü bilmiyordu.Dedesine bu soruyu defalarca sordu.Bu rüyanın ne anlama geldiğini bile bilmiyordu.Bu rüyayı gördükten sonra içindeki ses dedesinin yanına gitmesini söylüyordu.Bu yüzden mezarlığa gitti.Bir daha bağırmaya başladı içindeki ses.Bu sefer başka bir şey söylüyordu.

-Elini uzat!Elini uzat!

Tuba elini uzattı.Rüyasındaki gibi birden dedesinin elini tuttu.Dedesinin elini hissetti.Elini öptü. Dedesi elini bıraktı.Tuba dedesine hoşçakal diyerek eve gitti...