Cumartesi pazar günüleri izine çıkan askerleri sabah tugaydan alıp şehire götürürdük,akşamda şehirden tugaya geri getirirdik.
Yolcu kapasitesi oniki olan münübüse yirmi yirbeş kişi binerde.
Yegenle ve ben muavine gerek görmezdik,yol ücretini öndeki yolcu topluyordu.
Sabaha seferinde yegenin münübüsüne yirmi kişi biner askerin topladığı parayı onbeş kişliktir yegen itiraz etmez.
Akşam seferinde,inen askerleri teker teker sayar yirmi kişidir parayı sayar onbeş kişi,
Yegenler bir bakarmısınız?
Buyur amca ,sabah yirmi asker bindi onbeş kişi para verdi,şimdi yine yirmi asker var para yine onbeş kişi,yoksa yine o çağlarmı burda,yok be amca,bu seferde amcasının çocukları var,vay anasını zekice bir cevap.
Günün yorgunluğunu atmak için kahveye çay içmiye gittik.
Kahve kalabalık kabortacı,tamirci,nakliyeci ,derken pencerenin önünde zoraki yer bulduk,çayları içerken dışarda iki genç .. pilakalı son model bir kamyona bıranda çekiyorlardı,araba,kasa ve bıranda bir birlerine yakışmıştı bir kutu gibiydi!
Yegen bana bakarak yegen elli yaşındayım bu güne kadar böyle bir arabam olmadı,
Bu..........!.......... birde ağlıyorlar!
Göz göze geldik parmağını ısırarak anaaaa yegen ben ne.... yedim ben sen hiç düşünmedim ....olduğunu unuttum.
Hemen dışarı çıktım branda çeken geçlere seslendim gençler buraya gelirmisiniz,?
Hayırdır ağbi ,hayır değil bu dayı size küfür etti,bu arada yegende çıkıp gençlere doğru yürüdü kollarına girerek kahveye getirdi,konuyu anlattı,be amca senin ............var sende çalışsaydın seninde olurdu yegende çıt yok!
Hemen bir heyet oluşturduk,tamirci ustası,kahveci ve ben ,karar verdik yegen’e ceza olarak kahvede ne kadar insan varsa herkese birer kola simit alacaksın deyince mahçup bir gözle bana baktı ve itiraz etmedi,o günün kazancı gidince,ben ağzımı ........hep başıma bela oluyor ama yinede akıllanmıyorum
Yegen gençlerle dost oldu birdaha buraya gelirseniz misafirim olun öpüşerek ayrıldık!
Ertesi gün tokat’a yolcu götürdük,zaman öldürmek ve çay içmek için çay ocağına oturduk çay geldi ama yegen’nin gözleri faltaşı gibi açıldı.
Tabak kesme şekerle dolu(küp)tam kırtlamalık,yegen her gittiğimiz yerlerde kesme şeker sorardı ama bulamazdık piyasada yoktu.
Yegen ellerini ovuşturarak montu çıkarıp sandelyeye astı,ilk yudumu aldı bende çayıma iki şeker atınca bana kızdı artık sen çay içme sen mındar ediyorsun itiraz etmedim kendisi dört beş bardak içtikten sonra hesabı ödedim,yegen montunu geddi kalan şekeri montun cebine boşaltı.
Dışarı çıktıktan sonra garsonu çağırdım delikanlı buraya gelirmisin,buyur ağbi bak bu amca şekerini ,çaldı deyince yegen itiraz etti ,yok yegen yalan söylüyor deyince ben elimi cebine daldırdım bu ne yalançı deyince garson utanmıyormusun amca şeker çalıyorsun!
Yegenin ben kırtlama hastasıyım hiç bir yerde bulamadım onu için aldım kusura bakma ben hırsız değilim ,cebindeki şekerleri saydım altmış adet çıktı her çaya iki şeker hesaplayarak otuz çay parası ödeyince bana çok kızdı.
Offfffff ben yine ne .... yedim,gözlerimin bakarak ya yigen sen benimle niye uğraşıyorsun?
Benim arkadaşlarımın çoğu ...... ben ........seviyorum sende bana zarar veriyorsun.
Bizim bir hızmakarımız vardı ....... bizim kapıda yaşlandı inan aileden biriydi -
babam çok erken öldü onu bir baba gibi severdim annemde onu severdi hızmakar ne dese anam itiraz etmezdi pantolonu ve çorabı yırtıldığında hep anam dikerdi,helede pantolonun öndeki düğmeleri erken kopardı mahsusmu koparıyordu bilmiyorum ama anam itiraz etmezdi hep dikerdi,bazen düşünüyorum da bu .......neden seviyorum,mabal almak istemiyorum ama mabalı günahı anamın boynuna belkide hızmakarın oğluyum!
Yegen ben sizleri çok seviyorum birdaha beni üzme yoksa şapkaları değişiriz.
Yegen ben seni üzmedim doğru olanı yaptım,şimdide seni saygıyla anıyorum...
Aşur ŞAHİN (1988)01.04.2011