7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
558
Okunma

O değil de;
Bazen bazı olaylar karşısında tepki vermek bile zul gelir insana. Aslında belki bu da bir çeşit tepkidir...
Temsil, yeğen minik Emir’e sataşıp duruyordum. O zamanlar 2 yaşında falandı. Kolunu çekiştiriyordum. O da her defasında kolunu benden biraz daha uzağa kaçırıyordu. Ben durmaksızın uzanıp kolunu yine çekiştiriyordum. Bu muhabbet böyle uzayınca minik Emir öfkeyle gözümün içine bakarak, ’ESMA YAPIYONNNNNN!’ diye haykırmıştı.
O değil de;
Şimdi farkettim de ben yeğenimi özledim yaa. Çocuğun derdi sıkıntısı bitmiyor ki. Okuldu dersaneydi ödevdi derken bebenin nefes almaya zamanı yok. Hal böyle olunca da birlikte zaman geçirmek hayal oluyor.
MEB’in dikkatine yani!
Ona birkaç defa söyledim, hergün gitme okula. Okumayı söktün, aritmetiği söktün. Gerek yok hergün hergün gitmene diye.
’Napim hala yaa, annem gönderiyo’ dedi..
Ah annesi ah...
O değil de;
İnsanın etrafında her daim çocuk olmalı. Hem de her yaş grubundan. :) Buna 30 yaşındakiler de dahil.
:) Yeğen Ahmet 30 yaşında. O benim Calimero’m. İlk yeğenim.
Yaştan vazgeçtim. ’İnsanın yanında her daim sevdikleri olmalı’ diyerekten ordan sektim.
O değil de;
Yağmurlu serin bir hava var yine. Şeker değilim erimem nasıl olsa. Biraz hava almak lazım, en temizinden.
Yeşeren ağaçları görmek lazım. Yaprakların üzerindeki tozlar da döküldü tertemüz capcanlı oldular. Üzerinde pembesi kırmızısı çiçekler var.
Yol kenarlarında papatyalar. sarısı beyazı. Bide mavi minicik çiçekler var.:) Eskiden de vardı çok severdim.
:) O değilde :)))))
Hadi kaçtım ben:)))))
:))) İyi bayramlar.