Kâinata Sultan O L.

Ey Dost! ..

Sen bir gül goncası kadar nazik,
Bir bebek kadar aciz iken,
Her şeyin emrine verilip, istifadene sunulduğunu,
Kendi ilmin, kuvvetin,
Kendi marifetinle mi elde ettiğini sanıyorsun.
H E Y H A T.

Sen kalbinin nasıl çalıştığından,
Aklının nasıl kullanıldığından,
Mide ve barsaklarının nasıl işlediğinden bihaber zavallı.

Semadan yağmuru yağdıran,
Arzdan nebatı bitiren,
Güneşi senin için lamba gibi,
Fırın gibi, soba gibi yandıran,
Dünyanı döndüren kudretin karşısındaki gaflet ve cehaletin başının döndürdüğündenmidir acaba.

Gel bu gaflet sarhoşluğundan ayıl.
O Sultanı zişana abd olup.
Emrine itaatle,
Kâinata SULTAN O L.

Değerli Dostlar buradaki sen hitabı bizzat kendi nefsimedir.
Muhatap kendi nefsimdir.
Kimse alınmasın.


Damlalar 037 Kainata Sultan O L.
6/175

%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%


Mürşid ve Müfettiş

Akıl mürşittir.
Vicdan müfettiş.

Mürşit yanılıp yanıltabilir,
Çünkü vazifesi alternatif ve seçenek üretmektir.

Amma müfettiş yanılmaz ve yanıltmaz.
Vazifesi yapılacak işlerin doğruluğunu belirleme adına teftiştir.

O menfaate değil adalete odaklıdır.
Öyleyse akıl mürşidin inkişafa endeksli irşad ve tavsiyelerini vicdan müfettişinin tasvibinden, onayından sonra iradenin eliyle icra edelim.

İrademizi, imtihan vesilemiz olan,
Genelde rahat ve lezzet düşkünlüğünde,
Meşruiyet sınırı tanımayan, nefsimizin esiri olmasına müsaade etmeyelim.

Düşünce ve davranışlarımızda,
Hakkın göstergesi, adaletin temsilcisi,
Ahlakın koruyucusu olan vicdanımızın sesine kulak verelim.

Vicdanımızın sesine kulak verelim ki!
Ne kendimize nede insanlığa ağır faturalar ödetmeyelim.