2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
894
Okunma
Sıkıştırılmış hayatlar arasında yaşadık belki kim bilir.Hıçkırıklarla dolan boğazımızda hevesler takılı kaldı bir bir.Önce güçlüydük hepimiz,üflesek dağlar titrerdi önümüzde,sevdalar gelirdi dize bir çığlığımızla..Sonra hafiften yazgımız hırpalar gibi oldu bizi,biraz...Çokça da “kalbimizi kendi ellerimizle önüne serdiklerimiz” çekti bizi yalnızlığa.
Yalnızlık dediğin nedir ki?Biraz duvarlar,biraz mutlu rüyalara duyulan özlem,belki fazlaca da yaslanacak bir omuza sahip olabilmek için uğrunda feda edilebilecekler listesi hazırlamak.
Ama zor iştir yalnızlık.Tam zamanlı işçisiyim ben mesela.Sebatkar olmayı gerektirir.kendine yetebilmeyi ve istikrarlı olmayı öğretir bir de.İyi bir yalancı olmayı da.İnsanlar “nasılsın?” derler.Gülümsersin, gözlerinin içine baka baka.”İyiyim” dersin. Çekinmezsin,gözlerini kaçırmazsın.Kendin bile inanırsın “ben iyiyim” dersin,yalandır..Alışmışsındır artık ağrıyan bir yürek ve düşünmekten iflas etmek üzere olan bir beyni taşımaya...
Zor durumdayım hem de hiç olmadığım kadar zor durumdayım.Göğsümde sanki bir öküz oturuyor,yüzüme buhranlar damlıyor gökyüzünün penceresinden,yorgunum..
Ah yegane zaman... Anlaşılan tersinden işledi bana senin ilacın,sen ilerledikçe geçer sandığım bütün yaralarım büyüdü,hiç kapanmadı..Hiç yardım etmedin bana direnişlerimde ve mutlu son;sonunda bittim…
Biliyorum ki yaşam gerçekten karanlıktır sen istemedikçe aydınlığı,ışığı..ben,artık gerçekten bilmiyorum neyi istemem gerektiğini..
(Didem..)
01.02.2011