2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1184
Okunma

ADI YOK Kİ 1
Yok işte adı öylesine bir yazı bu,karman çorman ne yöne gidecek bende bilmiyorum belkide bir boşalım yaşıyorum. Belkide tüm soru işaretleri tüm virgüller ve de tüm noktalar cebimde kalacaklar.
Ama uzun bir zamandır bu yazıyı düşünüyordum, yaşarken içimdeki beni konuşturmak istiyorum.
Büyümek ne kadar da sancılı ya da ben de dikenli,bilemiyorum. Artık yatak ta bile sağ sollarım başladı, içim de bir ben beni solluyor, düşüncelerimin sağanağında ıslanıyorum.
Büyüdük çe geçmiş beni daha çok sarma ya başladı,en çok ta çocukluk anılarım,özlüyorum çok özledikçe üşümeye başlıyorum, her üşüyüş bir bıçak gibi saplanıyor kalbime,hüzne bulanıyorum o dakikada.
Ninemi özlüyorum çoğu zaman, ne sıcak elleri vardı dizinde yatmak ne güzeldi,okşardı saçlarımı,unutamıyorum bana sevgiyi verdi Allah rahmet eylesin. Keşke bu kadar çabuk büyümeseydim.
Büyümenin tadına varamadan tokatları yemeye başlıyorsun,afallıyorsun ama kalkmasını da biliyorsun, ama içinde bir yerlerde körelmeler başlıyor.
Annemin elleri çok güzeller ve onun kokusu sanki özel bir parfümü var küçüklüğümden beri hiç bozulmadan devam ediyor o koku ve o ten.
Dedem nasıl mı hatırlarım,bayram harçlıkları ve sigara kokusuyla,derin sohbetleriyle,onu da çok sevmiştim.
Evet bayramları özledim , eski bayram yerlerini her mahalleye salıncak gelirdi,nasıl da sevinirdik
harçlıkların hesabını yapa yapa coşarcasına giderdik.
Ninemi özledim onun kumaşları kesişini,dikiş makinasından çıkan sesleri bacaklarının hızlı hızlı hareket ettirmesi makinanın ayaklarına basarken.
Düşünüyorum kumaş kokusunu dahi özlemişim,sanki her şey çocukken vardı.
Ah ninemin yemekleri, onunla yaptığım otobüs yolculukları, saydığım telgraftelleri ve onun türküsü ben onun dizlerinde yatarken mırıldandığı telgrafın tellerine kuşlarmı konar.
Özlüyor insan büyüdüğü sokakları, oynadığı avluları,yağmurda ıslanan kütük kokusunu,tebeşirle çizdiği sokakları,ip atlamayı.
Ah dedem ne çok özledim seni motorunla avluya girişini,heybendekileri boşaltışını, özledim dedem özledim.
Şimdi olsaydın da bende dolu heybemi sana boşaltsaydım.
Dün eve giderken tüm heybemi tarlalara,özlediğim kömür kokusuna acaba odun mu bilmiyorum, boşaltıyorum,yada boşaltmaya çalışıyorum.
Seviyorum ara sokakları ve eski evleri, lahana tarlalarını,kereviz kokusunu,sanki nefes alıyorum.
Çamurun kokusunu bile seviyorum, sokakta oynayan çocukların sesini,ama özlüyorum da yakar topları istopları,düşmeyi ve dizimin kanamasını,kanayan dizlerim olsun ama yüreğim asla.
Çocukluğumda ki odamı kızkardeşi mi ve ranzamızı, gülme kırizlerimizi.
Ah ben çocukluğumda ki beni özledim masumiyetimi özledim hayat o kadar çok şey aldı ki masumiyet çıplak ayaklı bir çocuk oldu.
Ah ninem seni çok özledim ben küçükken senin hep dizlerin ağrırdı,bak büyüdüm ya benim de hep yüreğim ağrıyor çok..
İşte büyümek bu kadar sancılı nine,. Söyler misin ben çocukken sobanın üzerinde pişirdiğin o lezzet neydi neydi o şekerle küncüyü karıştırıyordun ah çok güzeldi...
Mutluluk küçüklükte gizliymiş meğer neden çarçabuk büyümek istedik ki,büyüdük de ne oldu,başımız göğemi erdi.
Uykudan önceleri özledim, televizyonun az kanal olduğu zamanları,kara şimşeği ,şirinleri, uçan kazı,eski yılbaşılarını..
Şimdiyse yalnızlık sarıyor beni,sımsıkı bir kemer gibi oturuyor üzerime, neden se gözyaşı kapı komşum bir adım ötem de hiç beni bırakmıyor, ya zaten hüzün benim ikinci adım.
Şimdi gidiyorum heybemi boşal tma ya yalnızlığı en derin kuyulara atma ya,ama bir süre devam edeceğim buralarda gezme ye VE DE DÖNECEĞİM ADI YOK 2 LE.
HATİCE NİLÜFER KARATAŞ