Ebed - Ebed.

Sınır tanımayan hayal,
Sonu gelmeyen istek,
Ebedi yaşam arzuları ile
Sonsuzluğa kanat açmış bir varlık,

Dünyanın sultanı olarak,
Bin senede yaşasa!

Ve bütün gelecekler yakın,
Geçmiş yokluğa mahkûm iken,

Sonu ölüm olduktan sonra!
Geçen süre uzun sayılabilirmi?

Sesini soluğunu dinleme imkânımız olsa!
Yok olan umut, son bulan lezzet, tükenen ömür,
Tehdit eden yok oluş endişesi karşısında,

İnsan ruhunun her nefesinden,
Bedeninin her hücresinden,
EBED - EBED diye iniltiler duyulacağından,
Hiç kimsenin şüphesi olmayacaktı.

Ebede talip olamayan,
Yokluğa mahkum-u MÜEBBED olur..




İlahi Kudret Hak.

İnsanoğlu, zerre, molekül, hücre, atom diyerek,
Maddenin başlangıç ve son sınırına vardım diye sevinirken! ..

Atomik yapı ve genetik kodlar karşısında,
Çok farklı bir âlem ile yüz yüze gelmenin şokunu yaşamaktadır.

Oysaki ne büyüklükte son,
Ne küçüklükte sınır yok gibidir.

Büyüklük ve küçüklük,
Muhalifi veya benzeri ile mukayese edilebilen şeyler için geçerli olan,
Fiziki bir kuraldır.

Kâinatın yaratıcısı zaman, mekan ve acizden münezzeh olduğu içindir ki!

Onun İlim, İrade ve kudretinin yanında,
Büyüklük, küçüklük.
Ağırlık, hafiflik.
Zorluk, kolaylık diye bir şey bahis mevzuu değildir ve olamaz.