31
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
9699
Okunma


Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, eski dünya karalarının birbirlerine en çok yaklaştığı noktada bulunan Türkiye’de, üç erkek yaşarmış: Athos Tacettin, Porthos Secaattin ve Aramis Bedri.
Bu üç erkek, birbirlerinden habersiz, kendi dünyalarında yaşar, giderlermiş.
Athos Tacettin, ülkenin savunmasını üstlenmiş bir kurumda görev yapmaktaymış. Kurumda görevli üst rütbeli komutanlar ve onların eşleri, Athos Tacettin’in çalışmasından çok memnunlarmış. Hatta o kadar memnunlarmış ki komutanların eşleri, misafirlerini bile ona ağırlattırırlarmış. Athos Tacettin de misafirleri layığı ile ağırlayabilmek için, ellerini yakmak pahasına, ocaktan yeni inmiş hamura bile ellerini daldırırmış, korkusuzca.
Porthos Secaattin ise doğduğu günden beri isyankar bir ruha sahipmiş. Hatta doğumu sırasında: “ Bu ebeyi istemem, başka ebe çağırın “ diye isyan ettiği için, annesinin başına epey bir dert açmış. Büyüdükçe, içindeki isyan duygusu da büyümüş. Babasının, evi yönetimini eleştirmiş. Köy muhtarını, görevinden uzaklaştırıp kendisini seçtirmeye çalışmış. İsyanları yüzünden, sık sık, falakaya yatırılmış ve dayak yemiş, köy meydanında.
Annesinin tüm yalvarmalarına rağmen, ülke yönetimine de isyan edince, tutuklanıp zindana atılmış.
Aramis Bedri, Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde yer alan Amasya’da dünyaya gelmiş, soğuk bir Ekim gününde. Çocukluğu, kuşları incelemekle geçmiş. Nasıl uçtuklarını araştırırmış, gün boyu. En büyük merakı; uçmakmış. Eve getirdiği kuşlar yüzünden sürekli dayak yermiş, annesinden. Annesi ve babası, ne yaptılarsa vazgeçirememişler, Aramis Bedri’yi ve ülke savunmasının Havacılar gurubuna girerek, hayata atılmış.
Bu birbirinden habersiz yaşayan üç erkeğin yollarının, nasıl kesiştiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Bir rivayete göre; memleketlerine haber göndermek için uçurdukları güvercinlerin, düşmeleri sonucu tanıştıkları söylenmektedir. Kulaktan kulağa aktarılan tanışma hikayeleri ise aynen şöyledir:
Athos Tacettin, komşu şehirde yaşayan Leyla’ya aşkını ilan etmeye karar verir. Haberci güvercinlerin en besilisini, sağlıklısını seçer. Leyla’ya yazdığı aşk mektubunu, güvercinin boynuna asar.
Aynı saatlerde, Porthos Secaattin’in de kendisi gibi düzene isyan eden arkadaşlarına, çok önemli bir haber göndermesi gerekir. O da aynı Athos gibi, bir güvercin seçer ve bildiriyi güvercinin boynuna asar.
Aramis Bedri’nin güvercin uçurtmakta ki amacı ise hiç değişmemiştir: Nasıl uçuyorlar? Sorusuna yanıt arıyordur, hala.
Birbirlerinden habersiz, aynı korunun farklı uçlarındadırlar ve aynı anda uçururlar, güvercinlerini. Ancak onlardan başka biri daha vardır, koruda: Dartanyan Habib.
Dartanyan Habib, uzun bir süredir, haberci güvercinlerin boyunlarındaki notları toplamaktadır. Güvercin Defteri adı altında ki etkinliği için bu notlara ihtiyacı vardır. Dartanyan Habib, önce kuşların düşmelerini sağlamakta sonra da sahiplerini, etkinliğinde görev almaları için, kandırmaktadır.
O gün, koruda bulunmasının amacı da bu dur: Güvercin düşürmek.
Aynı anda üç güvercinin havalandığını gören Dartanyan Habib, hemen harekete geçer. Elindeki sapanla, kuşları incitmemeye özen göstererek, üç-beş taş fırlatır, ard arda. Bir anda panikleyen güvercinler, neye uğradıklarını şaşırırlar ve birbirlerine çarparak düşmeye başlarlar.
Güvercinlerinin düşmekte olduğunu gören Athos Tacettin, Porthos Secaattin ve Aramis Bedri, ok gibi yerlerinden fırlarlar. Tam güvercinlerin düştükleri noktaya gelmişlerdir ki Athos Tacettin’in ayağı kayar. Dengesini sağlayabilmek için ellerini havaya kaldırır. Onun bu hareketini yanlış anlayan Porthos Secaattin, kendisine vuracağını düşünerek, elinin içi ile Athos’un eline vurur. “Çak” diye kuvvetli bir ses çıkar. Daha sonraki günlerde, çok iyi dost olacak olan bu iki yürekli erkek arasında, sürekli tekrarlanan bir hareket olacaktır bu.
“ Çak “
“ Çaktım “
Güvercinlerinin yerde yattığını gören üçlü, sözlü atışmaya başlarlar. O kadar dalmışlardır ki kendilerini seyretmekte olan Dartanyan Habib’i fark etmezler. Onları bu keyifli atışmalarını dinleyen Dartanyan Habib, üç mücevher bulduğunun farkındadır. İlerleyen zamanlarda, Güvercin Defteri’nin vazgeçilmez üyeleri olacaklarını anlamıştır.
Hemen yanlarına gider, kendisini tanıtır. Güvercin Defteri, üyeleri ve yaptıkları ile ilgili uzun uzadıya bilgiler verir. Saatler süren sohbetin ardından, el sıkışıp anlaşan dört kafadar, ileride Edebiyat Defteri olarak nam salacak etkinliğin, ayrılmaz dörtlüsü olurlar.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Eser Akpınar
21.03.2011
İzmir.