Charlie Chaplin` e Mektuplar 15
Sevgili Charlie Chaplin daha dört aylıkken hayatımızın en anlamlı ve en özel yolculuğunu yaptık. Herşeyi idrak edebileceğin bir yaşta bu yolculuğumuzu gerçekleştirmek isterdim fakat ziyaret ettiğimiz özel insan senin her şeyi anlayabileceğin bir yaşa gelmeden aramızdan ayrılabilir.
Cumartesi sabahı kasabamızdan 300 km uzaklıkta bulunan Essen e gittik. 2007 yılında Antalya yunus terapi merkezinde tanıdığım ve terapistliğini üstlendiğim Selim Marangoz`u seninle beraber ziyaret ettik.
Selim ve ailesi Antalya ya geldiklerinde kaldıkları oteli ziyaret ettim ve tanıstık. Otelin lobisinde oturup Selim hakkında uzun uzun konuştuk. Selim e uygulayacağımız yunusla terapi ve saatleri hakkında bilgi verip otelden ayrıldım. Iş yerine geldim ve aceleyle internet ortamında Selim`in hastalığı ile ilgili araştırma yaptım ama bir şey bulamadım ingilizce ve almanca yaptığım aramalar sonucunda hastalıkla ilgili bilgiye ulaştım. Okuduklarım karşısında şoka uğradım. Selim in hastalığı Morbus tay sach idi daha çok yahudi hastalığı olarak biliniyor ve akraba evliliğinden kaynaklanan ender rastlanan ve hastayı ölüme kadar götüren tedavisi olmayan bir hastalık. Düşünün çocuğunuz gözlerinizin önünde eriyor. Hey Tanrı bu nasıl bir adalet. Bu çocuklar normal doğuyor ve ilerleyen dönemlerde hastalık kendini göstermeye başlıyor ve hastalık seyri boyunca çocuk yürüme, konuşma, anlama, yeme, görme duyularını kaybediyor. Hareketleri azalıyor epilepsi nöbetleri başlıyor ve hasta hiç bir yerini kımıldatamaz hale geliyor.
Ölüm ne garip şekillere giriyor. Ve bir çocugun teni ölüme hiç yakışmıyor.
Selim 7 yaşındaydı ilk tanıştığımızda yardım ile yürüyebiliyordu konuştuğunuzu anlıyor ve eliyle anladığını belirten hareketler yapabiliyordu. Koyu fenerbahçeliydi futbolu seviyor ve hep oynamak istiyordu. Ama bu onun için daha çok bir hayaldi ve çocuk olupta koşamamak futbol oynayamamak en büyük acısıydı. Terapi süresince Selim le özel bir bağ kurdum sürekli onunla konuşur ve eğlendirmeye çalışırdım çoğu kere yunuslarla beraber yüzerken açık denizlere kaçmak geçti aklımdan. Selim i bu hastalıktan kurtarmak ona yeniden koşup top oynayabileceği bir ömür vermeyi istedim...

Işte Charlie Chaplin hayat herkese eşit yaşama hakkı sunmuyor. Selim şimdi 11 yaşında büyümüş ve gelişmiş buldum, boyu uzamış, saçları siyahlaşmış hastalığının ilerlemesine rağmen gözlerinin ışığı yine ilk tanıdığım Selim gibiydi. Işık ışık umut umut ...
Ama ölümün iğrenç gölgesinin Selimi sardığını görebiliyordum.
Artık ayağa hiç kalkamıyor, ağzından değil karnından besleniyor, kollarını eskisi gibi özgürce hareket ettiremiyor ve ilaç verilerek sakinleştiriliyor. Öptüm kucaklaştık sevindi beni görünce ve tabii seni Charlie Chaplin seni görünce de heyecanlandı ve sevindi. Seni kucağına verdim zarar vermeden güzelce tuttu ve gözlerime baktı... Ölecek bir çocuğun kucağındaydın Charlie Chaplin. Selim sana umutlarını, hayallerini ve yaşayamadığı hayatıni hediye etti... Artık her şeyi iki misli yaşamaya mecbursun.
Selim in annesi ikinci babaannen sayılır çünkü onun sayesinde annenle tanıştık. Selim ailesiyle birlikte annenin kaldığı otelde konaklıyordu ve ben onları ziyaret ettiğimde Selim in annesi tanıştırdı beni annenle. Cıvıl cıvıl bir kadındı annen o anda tutuldum ona ama beraberliğimizin bu aşamaya geleceğini ümit etmemiştim. Sen Selim im annesi sayesinde dünyaya geldin..
Selim in bu hali ailesini de yıpratmış ikisini de kırık ve durgun buldum. Bu durgunluğu fazla bulandırmak istemedim. Söz burada bitti. Senden konustuk Charlie Chaplin yedik içtik güldük.
Gülmek yani en insalcıl halimizle iki günümüzü doya doya yaşadık. Selim e veda etmek zor geldi çünkü onu bir daha görebileceğimden ümitsizdim. Ona eğer iyileşirse üçümüzün maç yapacağını ve senin kaleye gireceğini söyledim. Aksi takdirde Selim i kaleye geçireceğimi ve bol bol gol atacagımi söyledim. Bana söz verdi biz Selimle beraber sana Charlie Chaplin sana gol atacağız.
Hayat işte bazen şutlanır bazende şutlarsın. Sen canım oğlum Charlie Chaplinim hep şutlayan ol... Selim ve Selimler için

On2mart2bin10 heidelberg