9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
889
Okunma

"Oğlum uhu içerdi.." dedi kadın.
Güldüm.
Kırtasiyeci mi? diye düşündüm önce.
Sonra başladı anlatmaya...
"Benim altı çocuğum var.Dört kız iki erkek.
Ortanca çocuk sokaktan eve gelmez. Baba sözü dinlemez.
Hoş baba da hasta,bir işte en fazla bir bilemedin iki ay çalışır.Hastalığı anlaşılınca kapı önüne koyarlar.
Bazen pazarlarda çalışır,bazen inşaatlarda.Kazandığının çoğu ilaçlara gider.
Hasan ortanca oğlum.Sokaklarda sürter dururdu.
Polisler kapıya gelir "Oğlun talebelerin cep telefonlarını çalmış,oğlun bıçakla tehdit etmiş" derlerdi.
Bir zaman karakollarda yattı kalktı.
Alıştık biz.
Bazen eve gelir benden para isterdi.
Yok nedir bilmez.Uhu içerdi ya o sarhoş ederdi oğlumu.Kendini bilmezdi bana vurudu.
Bir keresinde para yok dedim diye sırtıma vurdu.
İki üç gün yattığım yerden kalkamadım.
Bir gün parkta o zıkkım içtikleri arkadaşlarıyla otururken bir genç sakallı adam gelmiş.
Yanlarından geçerken "Selamün Aleyküm" demiş.
Bunlar öylece bakmışlar arkasından.
Sakallı genç adam her geçişte selam verirmiş Hasanıma.
Bir gün eve geldi, bana " Şu sakallıya iyi bi dayak çekicez,innadına selam veriyor bize" demiş.
O gün yine parktaki banklarda otururken Hasanımla uhucu arkadaşları sakallı adam elinde bir poşetle gelmiş.
"Selamün Aleyküm gençler" demiş.
"Aç olduğunuzu düşündüm,size ekmek arası döner ve ayran aldım,buyurun" demiş.
Çocuklar aç tabii,ekmekleri kapmışlar yutmuşlar adeta.
Ayranları da içince "Aleykümselam abi" demişler.Sakallı adam gülmüş.
Sonraki günlerde adam bu çocuklara giyecek getirmiş.
Ara sıra da yine oradan geçerken ekmek arası alıp yediriyormuş çocukları.
Hasanım bir gün eve geldiğinde dedi ki "Ana o sakallı var ya, çok iyi bi adam valla.Bize yemek alıyor.Aha şu montu da o verdi,hele bak yesyeni"
Hasanım o sakallıyı dövmekten vazgeçmiş.
Sakallı adamı çok sevmiş.
Adam onlarla oturup sohbet etmeye başlamış.
Sonra Hasanım bir gün eve geldi...
O sırtıma vuran,beni üç gün yatağa mahküm eden evladım elime sarıldı öptü..öptü..
"Anacığım "dedi "Hakkını helal et. Ben çok yanlış yaptım.Allah’a tövbe ettim,inşallah affeder.Ama önce senin affetmen gerekiyor." dedi.
Önce korktum.
Yüzüne baktım.
Oğlumun yüzündeki o siyahlık gitmiş,yüzü aklanmıştı.
Güzelleşmişti evladım.
O sırada ezan okundu.öğleydi herhal.
Oğlum abdest aldı...seccadeyi istedi.
Ben hayretlerle onu seyrediyordum.
Namaz mı kılacak acaba ? diye soruyordum kendime.
He ya namaz kıldı oğlum.
O kadar güzel kıldı ki hem.
Ellerini açtı dua etti.
" Amin" dedi.
Bana sarıldı.Elimi öptü tekrar. Elini cebine attı,çıkardığı paraları elime bıraktı.
Eyvah! dedim.
Yine hırsızlık mı yapmış?
Yine başını belaya mı sokmuş?
Gözlerieme baktı.Endişeli bakışlarımı görünce boynuma sarılıp "Yok anacığım ..ben çalışıyorum.O sakallı ağabey bana iş buldu" dedi.
Başladım ağlamaya.
O da ağlıyordu.
He ya Hasanım da ağlıyordu. Büyüdükten sonra ilk defa ağladığına şahit oldum oğlumun.
Sonra babası vefat etti.
Ona Kur’an okudu kaç gece.
Arkadaşları da okudu.
Sonra Hasanım bir kız sevdi.
Kızı istemeye o sakallı ağabeyi de geldi.
Kızın babası "Hasan’ı tanırız.Temiz,dürüsttür. Namazlıdır.Ondan iyisini mı bulacaz? Verdim gitti." dedi.
He oğul benim Hasanım için dedi "temiz,dürüst,Namazlı" dedi.
Düğün yaptı arkadaşları...
Güzel oldu düğünü.Çok güzel oldu.
Hasanıma koyu kahverengi takım elbise de çok yakışmıştı .
Gelinim de çok güzeldi.
İşte böyle oğul.
Hasanımın şimdi iki oğlu var.
Biri ilkokul üç’e gidiyor.
Diğeri daha iki yaşında.
İşte o sakallı adam..Allah onu cennetine atsın.Ne deyim başka oğul.
O sakallı senin neyin olurdu oğul?
Neden ağladın oğul?