Bu sabah yine deniz otobüsüne bindim ve cam önüne oturarak gözlerimi engin denizin sularınde gezdirerek geçen yaza gittim.
Eşimin iş yoğunluğu nedeniyle tatilimi arkadaşlarımla geçirmeye karar verdim.
Hem sakin bir yer hem dinlenmek ve bol bol kitap okuyabilceğim bir yer buldum.
Üstelik hem çok uygun fiatlı hem de ne giyeceğim derdi yok..bir sandalet şort, tşört..
Önce arkadaşlarım gitti ve ardından 2 gün sonra da ben bir otobüse binerek Bodrum yolculuğumu başlattım. Oğlum Sabah 8 de bindirdi ve akşam saat 19 gibi Bodrum’a varabildim.
Hem otobüs yolculuğunun keyfini yaşadım. Hem de 30 sene sonra kendi başıma kalmanın tadını çıkardım. İlk yalnız yolculuğumdu. Korku ile sevinç duygularını yaşıyordum.
Sanki evden kaçan çoçuklar gibi özgür hissediyordum kendimi.
Bodrum’a vardiğimda terminale etrafıma çekingenerek bakındım .Taksi mi yoksa dolmuşa mı binmem gerekiyordu .Karar verirken oldukça zorlandım.
Ve dolmuşa binerek kendimi Ortakent Yahşi koyunda arkadaşlarımın arasında buldum.
Güzel bir akşam yemeğinin ardından deliksiz bir uykuyla sabah dinç olarak uyandım.
Denize sıfır ve suyun o yumuşak dinlendirici sesiyle harika bir kahvaltı yaptım.
İnanılmaz görünüyordu deniz. Çarşaf gibi önce sığ adım adım yavaş yavaş derinleşen deniz rüya gibiydi.
Yakomoz otel..Bodruma çok yakın 13km uzaklkta ve Ortakent yahşi koyunda muhteşem güzellikte bir koyda..Mandalina ve limon bahçeleri içerisinde kurulmuş bir motel.
Sade , mütevazi ve temiz. Dinlenmek için çok uygun bir yer.
Yürüyüş deniz kenarından kilometrelerce..Yürü yürü kıyılar yürümeyle bitmiyor
Masaları denize hazırlatıp ayaklarımız suyun içinde yemek yemenin tadını çıkardık.
Denize yağan yıldızları gördüm, denizin üzerindeki incileri, zıplayan yüzlerce balıkları, suyun üzerini kaplayan pırlantaları gördüm..
Hele güneşin batışı içimde uyanan o tarifsiz hüzünle karışık duyguları anlatamam.
Otelin işletenler iki kardeş ve çok iyi insanlar. Üstelik çalışan elemenlarıda öyle..
Kendimizi evimizde hissetmemiz için ellerinden geleni yaptılar.
Hele ahçıbaşı Süleyman ustanın yaptığı yemekler ve harika un helvası , kaç tabak yediğimi bilmiyorum.
Tatilin bitmesine 3 gün kala eşim ve oğlum beni almaya geldiler.
Evdekilere o kadar çok anlatmışım ki onlarda dayanamayıp kendilerini Bodrumda bulmuşlar.
Ve benim için en güzel süpriz Badem. Badem bizim köpeğimiz . O da gelmiş tatile ve annesini özlemiş.
Oğlum odasını Bademle paylaştı. Zor olsa da köpeğini o kadar çok seviyor ki herşeye bedel..
Zaman o kadar hızlı geçti ki o kocaman bir hafta bana bir gün gibi kısa geldi, nasıl geçtiğini anlayamadım. Dönüş günü o iyi ruhlu personel ve işletmecilerden ayrılmak çok zor geldi ..
Ben yine her zaman yaptığım gibi bu güzel tatil yöresine ruhumu bırakarak Güzel İstanbul’uma döndüm...
Gözümü açtığımda deniz otobüsü yolculuğum ve geçen seneki Bodrum tatilimin sona erdiğini gördüm.
İnşallah bu yaz da kısmet olur diyerek evimin yolunu tuttum ve yazı çok özlediğimi farkettim...
BODRUM
Seni seviyorum Bodrum
Hem bilesin ki çok özlüyorum
Sere serpe uzanıyorum
Denizi kucaklıyorum
Ellerini tutuyor
Güneşi selamlıyorum.
Denizin mavisi
Martıların sesi
Ah o suyun dibi
Bir başka huzur var orada
Yine giderim o koya
Severim seni doya doya
Ah Bodrum Bodrum
Seni çok özledim bilesin
Koşarak yine geleceğim
İçime çekeceğim
Seni seveceğim
Ah Bodrum ah Bodrum...

CANAN DEMİREL