O değil de;

Ser-gü-zeşt demek istiyorum… hiç nedensiz…

O değil de;

İstanbul, hasret…İstanbul, martı… İstanbul, yalnızlık… İstanbul, sevda… İstanbul, gece… İstanbul, gündüz… İstanbul, bakış… İstanbul, iki damla yaş… İstanbul, kör kalabalık… İstanbul, olmazsa olmaz!

Ah İstanbul ah…

O değil de;

‘Ebru Şallı’nın pilates yaparken meme uçlarının gözüktüğü fotoğrafı twitter’a koyup, ‘Ebru Şallı’nın pilates yaparken meme uçlarını görmekten sıkıldım’ diye yazan kişinin usta fotoğrafçı Tamer Yılmaz olduğu sanılıyordu. Ancak gerçek çok farklı çıktı.

Habertürk yazarı Esin Övet, Ebru Şallı’yı arayarak konuyu sordu.
Şallı, Övet’e o yazıyı fotoğrafçı Tamer Yılmaz’ın değil, hiç tanınmayan Taner Yılmaz’ın yazdığını söyledi.

Ebru Şallı eleştiriyle ilgili olarak da ‘Tamer ile konuştuk. Hatta çok güldük’ dedi ve yapılan bu yorum için ‘Yapacak birşeyim yok. Ben emziren bir anneyim. Şu anda da seninle konuşurken bebeğimi emziriyorum’ diye yanıt verdi.’(Kaynak: Milliyet)

Bu açıklamadan sonra kafamı duvarlara vurmak istiyorum, koşup koşup biyerde durup ağlamak istiyorum…

O değil de;

‘Aşk tesadüfleri sever’ miş. Tesadüflere inanır mısınız? Bazen garip bir şekilde tesadüfen yolumuz biyerde kesişiyor.

Aslında hayatta hiçbir şey tesadüf değilmiş…

Bu konu bu saatte çok ağır geldi. Olduğu gibi bırakıp kaçmak istiyorum…

O değil de;

sen istinye’de bekle ben buradayım/içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım/çünkü ben burdayım karanlıktayım/belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

O değil de;

:) İyi bayramlar.