19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1972
Okunma


Laz’ın biri yoldan geçerken yanmakta olan bir binanın üzerinde "kurtarın beni" diye haykıran adamı görünce eline aldığı uzunca ipi binanın tepesindeki adama fırlatmış.Adam ipi yakalayınca Laz :" İpi belune bağla" demiş.Adam dediğini yapınca Laz "Eyice bağladunsa ben seni aşağıya çekip kurtaracağum" demiş.Adam n’apsın,mecburan son umut Laz’ın dediğini yapmış.
Laz ipi kuvvetlice çekince beline ip bağlayan adam hızla binanın üzerinden yere çakılmış ve kan revan içinde inlemeye başlamış.
LAz’ın etrafına toplanan halk "Ne yaptın be arkadaş,adam parça pinçik oldu.Böyle adam kurtarılır mı?" demişler.
Laz gayet sakin "Yahu ne bileyim,geçen gün bir adam kuyuya düşmüştü,beline ip bağlayıp çektiler,ee o adam kurtuldi" demiş.
Bu fıkrayı yıllar önce duyduğumda katıla katıla gülen arkadaşlarımın aksine sadece ciddiyetle karşılamış ve kendime göre bir ders almıştım.Arkadaşlarım gülmediğimi görünce kapris yaptığımı zannedip bana "Daha iyisini biliyorsan anlat" dediler.
Bilmiyordum.Daha iyisini de duymamıştım o zamana kadar.
Fıkra deyip geçerseniz gülüp geçmeniz de kaçınılmaz olacak.
Fakat üzerinde biraz düşündüğünüz zaman anlatılan fıkranın felsefi boyutları her köşede bir kapı her kapıdan da binlerce kapı açılmasına sebep oluyor.
Öyle ya...Laz kurtarma metodunu daha önceden gördüğü veya ona öğretilen usulde tatbik etmiştir.
Binanın üzerindeki adam kurtulamadıysa kabahat onun mu ki?
Biz de hayatımızın her alanında bize ezberletilen,öğretilen,dayatılan şekil ve anlayışlarla insanları kurtarmaya çalışmıyor muyuz?
Dostlarımız çocuklarımız için çizdiğimiz hayatın yol haritalarını nasıl dikkatle ve özenle seçiyor ve onlara kabul ettirmeye çalışıyoruz.
Meslek seçiminden eş seçimine kadar,okuduğu kitaptan yediğine içtiğine kadar her şeye müdahale etmeyi ana baba sorumluluğu ve bilinciyle hararetle ve endişeyle yapmıyor muyuz?
Aman onlara bir şey olmasın diye annelerin gayreti,endişesi ve fedakarlığını görünce bazen gülmekten kendimi alamam.
Çocuklar evde olmadığında eşimin asılan yüzünü güldürecek hiç bir mücheverat,yiyecek, giyecek daha ne icat edildi ne de edilecek bundan sonra.
Çocuklarım eve geldiğinde duyduğu heyecanı,mutluluğu seyredip ben de mutlu oluyorum.
Her anne çocukları iyi olsun ister...
Her anne çocukları acı çekmesin ister...
Ve her baba...
Annemden biliyorum,eşimden biliyorum dualarında en baş kısmı "Allah’ın evlat acısı göstermeden canımı al hayırlısyla" derler.
Ben de onların bu duasına kendimi de katar "Amin" derim.
Bir insanın ölüm arzusuna amin denir mi?
Denirmiş...
Baba olunca denirmiş...
Azeri bir şarkı vardı biz üniversitedeyken o zamanın en moda "volkmen"lerine koyar arkadaşlarla peş peşe onlarca defa dinlerdik.
Bir de annemizden ayrıydık ya...
İçimize işlerdi o şarkı.
"Böyüdüp balasını çetinde darda
Ferya çöllerinde boranda karda
Nece mihribandı nece ezizdi
Nece rehimlidi ana üreği
Ana....ana... can ana Hardasan vefadarım
Ana...ana..can ana gel menim vefadarım."
Şarkı başlayınca biz kendimizden geçer ders kitaplarımızın sayfalarında gizlediğimiz yaşlı gözlerimizi birbirimizden kaçırırdık.
Kim sevdiğinin acı çekmesini ister...
Kim sevdiğinin mahçup ve zelil olmasını ister...
Terkedilmiş ve yetim kalmasını ister.
Kim sevdiğini Laz’ın binanın tepesinden kurtardığı gibi kurtarmak ister.
Kimse istemez.
Hiç bir ana baba evladının kötü olmasını istemez.
Babam ve annem kardeşim namaza ve sohbetlere gitmeye başladığında dehşete düşmüşlerdi.
Ve "Ben Dünyayı Sevemedim, Zaten Dünya da Beni Sevmedi!.. " başlıklı yazıyı yazan gönül adamı,değerli ağabeyimiz Ümit Boyacıoğlu’na "vur emri" yerine "döv emri" çıkarmış her yede onu arıyordu.
Babama ve anneme göre Ümit ağabey kardeşimi yoldan çıkaran bir meczup’du.
Bugünden geriye doğru bakınca o ağabey kardeşimi kuyudan kurtaran ,kurtulmasına vesile olan sebepler zincirinin büyük halkalarından en kavisi en değerlisi olarak kabul ediliyor.
Biz binanın üzerindeki adamı kurtarır gibi kardeşimi kurtarmaya çalışırken , ağabeyleri onu kuyuya düşmeden kurtulmasına sebep oldular.
Şimdi ben çocuklarımı kurtarabilmek ,ateşten ve azapdan muhafaza edebilmek için neler yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Siz de düşünün...
Bulacaksınız eminim.
Zira hiç birimiz çocuklarımızı ateşe atmak istemeyiz.
Selam ve dua ile.