3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
687
Okunma

Akşam saati prensimi aldım yanıma, vurduk kendimizi yollara. Prens arada bir sızlanıyor,
- Hadi senin yürümen gerekiyo da ben niye yürüyorum anne yaa!
- Kurunun yanında yaşın da yandığını duymadın mı hiç!
- Tamam anne tamam vazgeçtim, hem yürüyüş hem felsefe aynı anda bünyeme zarar verebilir. Biz konuşmayalım sadece yürüyelim...
Bu cümleden sonra tırstım tabi. Bugünün yarını da var diyerek felsefeyi bıraktım mecburen. O an için felsefeyi bırakmıştım ama bu tamamen bırakacağım anlamına gelmiyor.
Kurunun yanında yaş niye yanıyor ki hiç adil değil. Yanacaksa kuru yansın. Orman mantığı da öyle, bir yangın çıkıyor kuru yaş ne varsa kül oluyor. Bu çok kötü bişey.
Sadece ormanda değil hayatın içinde de bu var. Nerde saçma salak bir olay olsun yaş kuru dinlemiyor, haketsin etmesin herkes zarar görüyor.
Derste bir kişi konuşsun öğretmen herkesi azarlıyor
Askerde bir kişi aykırı davransın herkes ceza yiyor
İş yerinde bir kişi yanlış davransın herkes etkileniyor
Evde büyük çocuk yaramazlık yapsın TV yasağı büyükten küçüğe herkesi kapsıyor (Kapsama kümesi gibi)
Fulbolda kaleci gol yiyor takım yenilmiş oluyor
Acıdım size daha fazla felsefe yapmayacağım. Yazıktır günahtır bünyenize zarar vermeyeyim. Siz bana lazımsınız, daha çok kahrımı çekeceksiniz.
Tabi sizin de bana “felsefe de yapma yazı da yazma. Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diyebilirsiniz.
Sonra ne mi olur?
:)))))))) İyi olur inşallah.
:) İyi bayramlar.