Peşinen şöyleyim yazacaklarıma ne alaka? diyenler olacaktır ama yinede yazacağım.
Avrupa Birliği ile ilgili gelişmeler vs günden güne değişik boyutlar kazanırken nedense aklıma aşağıda yazacağım konular geldi.
Beklide bir Türk erkeğinin nakıs haleti içinde de yazdığım düşünülebilir ama değil. Türkiye’de erkek kıtlığı varmış gibi (bana göre )Avrupa budalası çoğu ilk mektep kaçkını şarkıcı-türkücü-manken vb bayanlarımız yabancı erkeklerle birlikte olma furyalarını sürdürüyorlar yıllardır. Sonrası belli…Terk edilmeler…Kucağında bebeleri baba evine sığınmalar vs..
Bir çırpıda aklıma gelenler. B.Orhun, E.Sayın, A.Pekkan, N.Duru, H.Ataizi, E.Gündeş vs kim bilir daha ne isimler var.Özel yanı onlarla, ilgili genel yanı bizimle…
Bu arada aklıma başka bir örnek daha geldi. Hani İngiliz adını Suna diye değiştirip, bizim bir sinema artistiyle evlenerek Yıldızoğlu soyadını alan bir sanatçıda vardı.O ülkemizde şarkı, sinema derken epey bir isim yaparak; para da kazandı.Sonra başka Türk erkekleriyle düştü kalktı derken, vakti geldi ki, çocuk sahibi olmak istedi.Türkiye’yi terk ederek ve kanının veya dininin sesine uyarak yurttaşı olan bir İngiliz’le evlenip, ondan çocuk sahibi oldu.
Samimi ve saf bir düşüncenin hin ve fesat düşünce ile mukayesesi gibi bir şey yani…
Uc örneklerle aklıma gelen bu şeyler, AB için gösterilen gayretlerimizi duydukça aklıma gelir nedense. İlk cümlemde de demiştim ya ne alaka diyenler olabilir…
AB için “Hıristiyan Klubüdür” denildi ya. Kem küm derken artık doğrulandı; bu düşünce… Avrupa gerçek düşüncesini icra edeceği zaman tuttuğu yol,izlediği plan neyse,onu sonunda ortaya koyuyor;kendi yurttaşından çocuk sahibi olmak isteyen ve olan Suna Yıldızoğlu gibi..