Nuh Şahin
1957 Yozgat doğumlu olup ilk, orta , lise öğrenimini Yozgat’ta yüksek öğrenimini Ankara gazi eğitim ens tamamladı .çeşitli illerde öğretmenlik yaptı .2006 yılında emekli oldu.Yozgat’ta ikamet etmekte olup şair ve yazardır.şiirleri çeşitli kitap dergi,gazete ve sitelerde yayınlanmaktadur.


ŞİİR NEDİR, NASIL OLMALI?

Şiiri belirli ölçülerle tanımlamak, kalıplara sokmak mümkün değildir.
Bu bakımdan şiirin belirli bir tanımı da yoktur. Ne var ki okullarda öğrencilere bir şiir tanımı verilmesi de gerekiyor. Şöyle deniliyor. Şiir: Sanat değeri taşıyan okuyucuda derin duygular uyandıran, manzum yazılara şiir denir.
Şiir kimine göre cennet bahçesi, kimine göre toprak kokusu, kimine göre sihirdir. Bana göre ise, bir mucize, bir keramettir.
Bir mısra ‘’deruni ahenkle’’ ifade edilmişse şiir sayılır. Fakat duymaksızın, hissetmeksizin yalnız vezin ve lisan münasebetiyle söylenen söz şiir değildir.
Şiir içerik ve biçim dediğimiz öğelerden oluşan bir sanat ürünüdür. İçerik şiirin özüdür, anlamıdır. Okuyucuyu duygulandıran, düşündüren, etkileyen kısımdır. Biçim ise; içeriği en mükemmel söyleyebilmek için baş vurulan bir araçdır.Bu araç dil, uyak, ölçü, dize kümelenişi…v.b.ayrıntılardan oluşur. Şiir bir bilim dalı değil sanat dalıdır. Herkesin estetiği, zevki ve kabulü birbirini tutmaz. Şiirin meydana gelişinde rol oynayan en önemli faktör duygudur.
Ne karşısında duygulanırsak duygulanalım işte bu şiirin başlangıcıdır. Adına da ilham denir. Kanaatimce ilhamın şiirdeki etkisi % 15-20 dir. İlham sadece şiire başlamamıza yardımcı olur.Şiirin geri kalan kısmı ise sabır, araştırma, düzeltmelerle şiirin tekamül edeceği yada demleneceği ânıdır ki, şiiri şiir yapan da budur.
İlhamdan sonra şiirin bitiş aşamasını belirleyen şairin; bilgi,birikim ve kültürüyle beraber şiire bakış açısıdır.
Şiiri zor bir sanat dalı olarak görmek, işi ciddiye almak gerekir’’Ben yaptım oldu’’düşüncesiyle iyiyi yakalamak mümkün değildir.
Yapılan iş ne olursa olsun asıl olan ortaya konulanın bilinçli olarak üretilmesidir.
Şiirde önemli olan, söylenen değil; söylenenin nasıl söylendiğidir. Yazmayı, konuşmayı bilen herkes isterse şiir yazabilir, ama yazdıkları gerçekten şiir olur mu? Kaç kişi okur? Bir okuyan bir daha okur mu?
Söylenilenin, yazılanın bir formu, bir derinliği, ve etkileyiciliği yoksa ona şiir denmez. Sabun köpüğü gibi kabarır patlar.
Şiiri meydana getiren en küçük birim dize(mısra) dır. küçüklüğüne bakmayın iyi bir şairin elinde bir mısra hem ses hem de mana itibariyle içine dünyalar sığdırılabilecek bir büyüklüğe erişebilir. Şiirde söylenilenler ile şekil arasında bir uygunluk, bütünlük olması gerekir. Yazılacak şiir üzerinde mutlaka çalışılmalı, ses olaylarını şiirde manayı bozmayacak şekilde kullanmalı. Şiir zor olduğu kadar dinleyenlerin ve okuyanların ruhunu başka bir âleme götürecek kadar da kuvvetli bir sanat dalıdır.