2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
887
Okunma
BİR KEZ DAHA HAYKIRILDI TÜRK DÜŞMANLIĞI KKTC’DE!
Vah canlarım vah, Türkiye’yi kınayan pankart ve Rum bayrağı açan kışkırtıcıları kınıyorlarmış bu mitinge katılan bazıları.
Vah! Vah! KAMU-SEN başkanını da dövmeye kalkmışlar. Bazı sendikacılar Özkardaş’ı Baraka Kültür militanlarının elinden zor kurtarmışlar.
Kardeşim bu mitingde olanları ne kınamaya hakkınız var! Ne de eleştirmeye!
Hani bir sözümüz vardır “körle yatan şaşı kalkar” diye. Sizde KTÖS ve diğer hainlerle greve giderseniz olacağı budur. Körle yatıp, şaşı değil kör kalkmışsınız.
O sendikaların niyetleri belli, tek bir hedefleri var. O da KKTC’ni lav edip, Kıbrıs Cumhuriyeti ile birleşmek, Rum’un kucağına oturmak.
Siz niçin gidiyordunuz bu greve? Güya Hükümeti ve Hükümeti kemerleri sıkmaya zorlayan Türkiye Hükümetini protesto etmeye gidiyordunuz. Mitingin adı neydi “Var Oluş Mitingi” peki yıllardır bu sendika ağalarının KKTC’yi var etmek için çaba sarf ettikleri görülmüş mü? Hayır. Sürekli kime küfür etmişlerdir her grevlerde, kimin kapısı önünde bu grevi gerçekleştirmişler ve pis nefretlerini kusmuşlardır? Tabi ki Türkiye’ye küfür etmişler ve TC Büyük elçiliğinin önünde rezilliklerini, vatan hainliklerini sergilemişlerdir.
Bunu bile bile o Sendikalarla miting düzenlemek de neyin nesi oluyor acaba. Mitingin olaysız ve olgunluk içinde geçmesinden memnun olanlar da var. Daha nasıl bir olay yaşanacaktı acaba. Diyarbakır Belediye başkanı ağzıyla Türkiye’ye küfür ediliyor, yazmaya bile elimin varmadığı o pis kelime kullanılıyor tekme atan bir ayakla birlikte, Kamu-Sen’in Başkanını dövmeye kalktılar. Daha nasıl bir olay olacaktı acaba kan mı dökülecekti olay oldu demek için. Yapılan mitingin demokratik hak aramaktan çok uzak olduğu yandaş basının verdiği haberlerden ve köşe yazılardan da anlaşılmaktadır. Adamlar bu Var Oluş mitinginin asıl amacının Kıbrıslılığın kabul edilmesi olduğunu adeta destanlaştırarak yazarken gazetelerinde, günlerdir bunu işlerlerken birileri de olaysız geçti diyebiliyor.
Bu neyin Var oluşu? Rum’un egemenliği altında yok oluşun var oluşu mu? Türk adının silinip yerine KIBRISLILIĞIN getirilişinin var oluşumu? Türkiye’yi inkâr edip, Rum’la, Yunanistan’la bütünleşmenin var oluşu mu?
Bu mitinge katılan katıldıktan sonra da kınayanlar size soruyorum bu neyin var oluşuydu da sizler bu mitinge katıldınız. Biliyor musunuz onlar bu mitingi 8 Ocak 1958 tarihinde yapılan mitingle özdeşleştiriyorlar. Adanın geleceğine kendi başına karar vermek isteyen ve Kıbrıslı Türkleri “adam yerine koymayan” Kıbrıslı Rumlara karşı ayaklanmalarına benzetiyorlar. O günlerde çıkan olaylardan Türkiye’yi suçlayıp, Kıbrıslı Türklerin Taksim rüyasıyla Kıbrıs Cumhuriyetine sırt çevirdiğini yazıyorlar köşelerinde. Tarihi değiştirecek kadar ileri gidiyorlar bu zavallı “KIBRISLILAR”
Peki, sizler ne yapıyorsunuz Var olmanın en güzel şekliyle taçlandırılmış cumhuriyetinize dil uzatanlarla, Devletinizi kabul etmeyenlerle bir olup, burada ki varlığımızı garanti altına alan Türkiye’ye nefretini yıllardır kusmaya devam eden bir kitle ile mitinge gidiyorsunuz.
Mitinge gidenler düşünün bakalım yıllardır Türkiye böyle bir paketle KKTC idarecilerini zora soktu mu? Bunun bir nedeni olmalı diyor musunuz hiç. Neden böyle bir kısıtlamaya gidildi. O baharda Avrupa çığırtkanlıkları yapanlar iktidar koltuğuna oturduktan sonra neden yapılmadı bu kısıtlamalar? Aksine AKP CTP el ele bu günleri hazırladılar. CTP’nin kadroları şişirmesine göz yuman AKP, şimdi neden birden bire UBP hükümetine böyle bir paketi dayattı. Çünkü Kıbrıs Türk’ünün KKTC’ye sahip çıktığını, Rum’un egemenliğine hayır dediğini görmüştü. Referandum öncesi yok ettiği kırmızıçizgilerin yeniden ortaya konulduğunu görmüştü. Yeniden KKTC’de suları bulandırması lazımdı ve bunu da içimizde ki işbirlikçiler sayesinde yapacağını da bildiği için katılımı daha da arttırabilmek amacıyla bu paketi yeni kurulan UBP hükümetinin önüne getirdi.
Tüm bunları bile bile hala bu mitinge var oluş diyenlerin, bu mitinge var oluşlarını inkar ederek destek verenlerin de KKTC’ye ve Türkiye’ye en ufak bir saygıları olmadığı da bir kez daha kanıtlanmıştır.
Ayla BERKİN
31.01.2011