“Duyduğunun Hiçbirine, Gördüğünün Yarısına İnan..”

Yıllar önce Doğan Cüceloğlu’nun bir kitabında okuduğum bu söz, her zaman yaşamımda bana yoldaş olmuştur.
Bu kitabın bir bölümünde bir bankta hararetli bir şekilde konuşan bir çift anlatılmakta ve bu çifti uzaktan seyreden üç kişinin de bu çift hakkında yorum yapmaları istenmekteydi.
Konuşmaları duymayan bu üç kişi o çift hakkında birbirinden çok farklı yorumlar yapmış ancak tam olarak ne olduğunu anlıyamamışlardır.
Bu yazı insanların bir olay karşısında bakış açılarının ne kadar farklı olabileceğini anlatmaya güzel bir örnek teşkil etmekteydi.
Gördüğümüz bir olay karşısında bile bu kadar yanılgıya düşebiliyorsak, üçüncü şahıslardan duyduklarımıza ne kadar güvenebilirsiniz diye sormadan edemiyeceğim…
Bir çok insan hiç tanımadığı biri hakkında önyargılarını çalıştırıp, o kişi hakkında üçüncü şahıslardan duydukları sözlerle, karşı tavır alıp, yorum yapabilmektedirler.
Ancak biraz durup düşünmek gerek, acaba duyduklarımıza yüzde yüz inanmalı mı? yoksa önyargısız bir şekilde olayların aslını anlamaya mı çalışmak gerekir?
Genelde kolay yolu seçip, tavır alıp o kişileri yok saymayı seçeriz ya da bizde o kişi hakkında doğruluğuna inanmak istediğimiz söylemleri başkalarıyla paylaşırız veya ne söylediğinin farkında olmayan üçüncü kişilerin kendilerini tatmin etmek için söyledikleri asılsız söylemlere ortak oluruz.
Bir gün herkesin aynı durumda kalabileceğini düşünerek, her ne amaçla olursa olsun, duyduğumuz veya uzaktan gördüğümüz olaylar karşısında önyargılardan uzak kararlar vererek, hem kendimizin hemde karşımızdaki insanların saygılı bir yaşam sürme hakkını elinden almamamız gerektiğine inanıyorum.
Tüm ön yargılardan sıyrılmış, mutlu bir yaşam sürmeniz dileğimle.

Deniz