12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2971
Okunma

25 Ocak 2011 günü yayınlanan ’AZKER MİLLETİZ VESSELAM’ Başlıklı yazıya yaptığım yorumu sizlerle paylaşıyorum.
Kurumlar eleştirilmez değillerdir. Ancak, Türk Silahlı Kuvvetlerini yanlış tanıtan bu yazıda, TÜRK KADINI’nı inciten sözleri kabullenmem mümkün değildir. Türk Kadınının da böyle bir yazıya sessiz kalmasını hayretle karşılamaktayım.
Türk kadınının erkeğiyle cephede omuz omuza, yan yana savaşmasının simgesi olan ve İstiklal Savaşının ilk Türk Kadın subayı olan KARA FATMA’yı da yazımın başlangıcında sizlerle tanıştırıyorum. Merak edenler kendisi hakkında detaylı bilgiye çeşitli kaynaklardan ulaşabilirler.
İlgili yazıya yaptığım yorum aşağıdadır.
Takdirlerinize sunarım.
’Değerlendirmenizi dikkatle okudum.
Ben on üç yaşımda iken askeri üniformayı giydim.
Bu gün atmış bir yaşındayım. Yani tam kırk sekiz senedir Türk ordusunun en kıdemsiz erinden, en kıdemli generaline kadar ne kadar büyük fedakarlıklarla görev yaptıklarını, görevlerini yaparken hiç bir menfaat beklemediklerini iyi bilenlerden biriyim.
Türk Silahlı kuvvetleri, maziden gelen disiplin anlayışıyla bugün, Dünya’daki saygın yerini almış dosta güven veren, düşmana korku salan bir kurum olma özelliğindedir. Düşmanların bu korkusu bugün, TSK üzerinde oynanan oyunlar ve TSK’yı etkisiz kılma girişimleri olarak tezahür etmektedir. Düşmanların bu oyunlarında muaffak olacaklarını hiç düşünmüyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan herkes bilir ki yarın bir savaş durumunda, birbirlerinin kollarında ŞEHİT olacaklardır. Bu sebeple mensuplar arasındaki kardeşlik duyguları, bir sivilin anlıyamayacağı kadar kuvvetli ve ulvidir. Bu kuvvetli bağlar eşlerimiz arasında da mevcuttur. Subay ve Astsubay arkadaşlarımızın eşleri, çocuklarını bir birlerinin elinde doğururlar. Kocaları Şehit olduğunda, ailelerinden önce yanlarında arkadaşlarının eşlerini bulurlar.
Her kurumda olabilecek eksiklikler ya da çok az da olsa olumsuz örneklerin bütüne yayılması yanlış bir değerlendirmedir. Astsubaylarımızın hak arayışlarını kuvvetle ve canı gönülden desteklemekteyim. Ancak bu durum hiçbir zaman görevin ihmal edilmesine yansımamıştır, bundan sonrada yansımayacaktır. Türk Ordu’su ne İngiltere’deki gibi Kraliçenin ordusudur, ne eski İran’daki gibi Şahın ordusudur ne de şimdiki İran’daki gibi mollaların ordusudur. Türk Ordusu, TÜRK MİLLETİNİN ORDUSU’dur ve DAİMA ONUN EMRİNDEDİR. Subaylarla Astsubaylar arasında husumet varmış gibi gösterilmesi vicdanların kabulünün dışındadır ve bölücü bir propaganda olarak değerlendirmekteyim
Bugün, TSK bünyesinde görev yapan bayan subay ve astsubaylar vardır.
Bunlara yazınızda belirttiğiniz gözle kimse bakmaz. Böyle bakmak aslında Türk Kadınına hakarettir. Hiç bir kadınımız böyle bir fantezinin kaynağı olmayı hak etmemektedir. Bu ülkenin savunmasında kadın ve erkekler yan yana omuz omuza savaşmışlar, bundan sonra da savaşacaklardır.
Bu haslet TÜRK KADINLARIMIZIN asil kanlarında mevcuttur.
Saygılarımı sunarım.’
Bekir GÜÇLÜER