7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1761
Okunma

Kadın ve erkek, evlenirler. Ailenin, aile olmanın, ilk temelini atarlar. Her ikisi de farklı ailelerden, farklı aile kültürlerinden gelmişlerdir. Karı-koca oldukları andan itibaren, kendi kültürlerini oluşturmaya başlarlar.
Ailenin Anayasası oluşmaya başlar.
Deneme- yanılma yolu ile Anayasa’nın temel kuralları oturuşmaya başlar.
İki kişilik aileye bir bebek dahil olur.
Gelen yeni üye ile Anayasa da güncelleme yapmak gerekir. Bu yeni bireye nasıl davranılacak? Hakları neler olacak?
Anayasa’nın temel kuralları sabit kalmak üzere, gereken değişiklikler yapılır.
Çocuk, büyüdükçe kendisi ile ilgili maddelerde değişiklikler yapılmaya devam eder.
Temel kural, asla değişmez: Ailenin bütünlüğü, huzuru, mutluluğu.
Anayasa’nın oluşmasının amacı da, ta baştan beri, bu’dur zaten.
Çocuğa söylenen şu’dur:
Bu evin, ailenin, kuralları var. Bu kurallar; ailemizin bütünlüğünün devamlılığı için oluşturulmuş kurallardır. Elbette sana da gereken haklar tanınacaktır. Ama önceliğin; Anayasa’nın temel kurallarına uymaktır. Bunlara uyduğun ve riayet ettiğin sürece, sana tanınacak özel haklardan faydalanabilirsin.
Anayasa’nın kuralları, asla kişilerin menfaatleri doğrultusunda değiştirilmez. Herkes için geçerlidir. Kimse kimseye hakim, hükümran değildir. Anne – baba – çocuk eşit haklara sahiptirler.
…/…
Şimdi, senaryoyu değiştirelim…
…/…
Kadın ve erkek, evlenirler. Ailenin, aile olmanın, ilk temelini atarlar. Her ikisi de farklı ailelerden, farklı aile kültürlerinden gelmişlerdir. Karı-koca oldukları andan itibaren, kendi kültürlerini oluşturmaya başlarlar.
Yeni oluşan ailenin kuralları babanın / annenin istekleri üzerine oluşturulur. Bir kişi, kuralları koyar, diğeri o kurallara uymak zorundadır.
Deneme – yanılma diye bir şey geçerli değildir. O ne derse; o’dur. İtiraz edilmez. Aksi söylenmez. İtaatsizlik, düşünülemez bile.
İki kişilik aileye bir bebek dahil olur.
Olabilir. Hiç önemli değildir. Yeni gelen de kurallara uymak zorundadır. O kurallar içinde büyümek zorundadır.
“ Ben bir şey söyleyecektim? “
Güldürme. Senin bir şey söyleme hakkın yok. Ailenin reisi ne dedi? O, mutlak doğrudur ve geçerlidir.
“ Ama yanlış bir şey söyledi.”
Sen, ailenin başkanını mı eleştiriyorsun? Ne hakla?
“ Ben, bu ailenin bir bireyiyim? “
Ne olmuş?
“ Ama… “
Ama sı, mama sı yok. Başkan ne derse, doğru der. Sen de onun dediğine “ Doğru “ diyeceksin.
“ Ya ben köle miyim? Ya da o Diktatör mü? “
Evet.
“ Evet? Hangisine evet? “
İkisine de. Sen, kölesin. O da Diktatör. Sus! Sesin çıkmasın. İtiraz ettiğini duymayayım.
…/…
Şimdi, senaryoyu değiştirelim…
Diyemiyorum.
Çünkü başka senaryo yok!
Eser Akpınar
22.01.2011
İzmir