1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
18659
Okunma
Cafer KARAMAHMUT
10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin
4. Maddesi: Hiç kimseye işkence, zulüm, onur kırıcı ceza ya da işlem
uygulanamaz .
5. Maddesi: Yasalar önünde herkes eşittir.
Değerli okuyucular,
İnsan hakları, kişiyi kendi özüyle yaşatacak kurallardır.
İnsanlar yaşamlarını hak hukuk ve adalet kapsamında dürüstlük üzerine kurulu bir sistem çerçevesinde yaşatmak ister. İnsanın insana hükmetmesi, insanlar arasında ayrımcılık yapması, psikolojik baskı ve zulüm yapması, onu ezmesi, insan onuruna yakışmayan ve kabul edilemeyecek bir davranış olup, insan hakları ihlalidir.
Bu tür ayırımların yapıldığı toplumlarda kavgalar huzursuzluklar eksik olmamıştır. İnsanlar arasında hak, eşitlik, adalet, özgürlük düşüncesi yaygınlaştıkça bu konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır. İnsanlara insan oldukları için sahip olmaları gereken bir takım hakların bulunduğu fikri ilk kez İngiltere’de ortaya atıldı.
Amerikan Cumhurbaşkanı Roosvelt ile duyurulan Atlantik Beyannamesinde insan hakları genişletildi. Bu beyannamede insanlara millet, inanç, ırk
ayırımı gözetmeksizin herkes için eşit haklar konmuş ve yasaların korumasına verilmiştir. 24 Ekim 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün öncelikle amacı dünyada barışı ve güvenliği sağlamaktı. 5 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni kabul ve Bu beyanname insana değer veren, özgürlük, eşitlik tanıyan ve ben insanım diyen herkes için de önem arzetmektedir. Bu itibarla “İnsan Haklarının Korunması ve İnsan Hakları İhlallerinin önlenmesi, her insanın öncelikli görevi olmalıdır.”
Pekiyi İnsanlar arasında hak, eşitlik ve adalet ilkeleri yerine getiriliyor mu? Bu hassasiyet gözetiliyor mu? Bu kavramlara sahip çıkılıyor mu? Hayata geçiriliyor mu? Yoksa kağıt üzerinde mi kalıyor?
Tüm bunları kim sorgulayacak? kim hesap soracak?
İnsanlar arasında ayrımcılık yapan, Milletin malından milleti kovan, İster Ermeni, ister PKK’lı olsun. İnsan olabilir mi?
Bu ayrımcılığı ve zulmü yapan,Türk olduğunu iddia ediyorsa o insan olabilir mi? Unutulmamalı ki, Balın dahi sahtesi ve hakikisi vardır. Bu perspektiften baktığımızda Hakiki TÜRK böyle VAHŞİLİK yapmaz, Milletin malından milleti kovmaz. Bu tür insanlık dışı davranış TÜRK’ün asaletine yakışmaz.
Burası Mussoli’nin İtalya’sı, Lenin’in Moskova’sı, Saddam’ın Irak’ı, Esad’ın Suriye’si Sisi’nin Mısır’ı değildir. Burası TÜRKİYE beyler... Burası TÜRKİYEM... Türkiye’de yaşadığınızı unutmayın.
Türkiye’nin Sesi Gazetesi Kamu Kurum ve Kuruluşlarında yapılan usulsüzlük ve haksızlıkların takipcisi olacaktır. Türkiye’nin Sesi Gazetesini takip ettiğinizde aldatıldığınızı değil, hala aldatılmakta olduğunuzu göreceksiniz.
Adil olmayan yöneticiler, Onurlu bir hayat yaşayamazlar.
Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.
Asil Millet, Güçlü Devlet Büyük Türkiye…
Bu makale bizi takip eden siz değerli (Edebiyat Kültür ve Sanat Platformu) takipçilerimiz
tarafından 17. 110 defa okunmuştur.
Teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.