Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
harun şeker
harun şeker

GAVUT VE GÖLLE

Yorum

GAVUT VE GÖLLE

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1287

Okunma

GAVUT VE GÖLLE

GAVUT VE GÖLLE
Geçenlerde teyzem geldi. Hediye diye bana Gavut getirmiş. Bende madem oldu birde gölle getirseydin deyince onu da başka bir zaman getireyim dedi. Gülüştük. Büyüdükçe insan daha da bir bağlanıp kalıyor geçmişteki hatıralarına.
Kültürümüzün değerlerini bilmek için başka şehirlerde ya da alışveriş merkezlerinde görürsek inanacaktık. Bu tür düşünceler zihnimden geçerken birden Gavut ve Gölle’nİn bendeki bıraktığı ilk hatıralara şöyle bir göz attım. Sacın üstünde mısır, buğday, fasulye ve nohut vb kurutulmuş baklagilleri kavurup doğruca değirmenin yolunu tutuyorduk. O zaman değirmen su ile çalışıyordu. Rahmetli Sait Maldar amca vardı bunları öğüten. Suyun boyradan akarak çarklara çarpması sonucu kocaman değirmen dönerken üstündeki ağaçlar tak tak sesler çıkararak unlar öğünüyordu. Unları alıp evin yolunu tutarken yol kenarlarında bulunan iğdelerden alıp yemek bizim için ayrı bir zevkti. Eve gelince akşam buğdaygiller den yapılan unun içine pekmez karıştırınca al sana Gavut. Soğuk kış gecelerinde en güzel ikramlardan biriydi. Hatta Gavut’u ağzına koyunca bilmeyenlere “Davut” dedirtmeye çalışırdık. Çünkü “Davut” deyince ağzındakiler kuru olunca doğrudan dışarı üflenir, böylece kahkaha tufanı kopardı. Tabi annelerimiz bizi haşlardı. Bu gelenek az da olsa sürmeye devam ediyor.Bu Gavut olayının geçmişi hakkında pek fazla bilgim yok ama ,dedeme dayı diye hitap eden rahmetli Gavutçu Mustafa dayı vardı.Sülale olarak niye gavutçular demişler bilmem.Bilinen o ki bir sülaleye lakap verilecek kadar önemli yer tuttuğu belli.
Gölleye gelince büyük marketlerde gezerken her köşede bir seyyar arabayla bardak bir şeyler satıldığını fark ettim.Yakından bakınca bizim göllenin olduğunu anladım.Kış akşamlarının ve çocuk doğduğunda evlerde kaynatılan mısır,buğday,fasulye,nohut gibi baklagiller kocaman tencerede kaynatılırdı.Gelenler hafif sulu olarak tuz atarak kaşıkla yerdi.Tabi eskiden lokum ve bisküvi yaygın olmadığı için honça yerine bunlar kullanılıyordu.Uzun kış akşamlarında insanlar birbirlerine gider gelirler bunları yerlerdi.Televizyon olmadığı için sohbetler de bir tat olduğu hissedilirdi.İşte bizim gölle ta şehre kadar inmiş.Yani sosyete çerezi olmuş.Bunu fark eden her kimse çok güzel düşünmüş.Yazları pazarlarda görmeye alıştığımız karlı pekmez’den sonra gölleyi de pazarda görmek beni heyecanlandırdı.Girişimci ruh bu olsa gerek.
Bakalım bundan sonra semt pazarlarında hangi ürünümüz dolaşacak. Belki Gavut belki ilanbıçaklı aş,ya da Pancarlı aş,Külçe vs.Hangisi olursa olsun.Bunların hepsinin patentini niye almıyoruz.Ya birisi alırda bunlar bizim derse sorunlusu kim olacak.
Esen kalınız.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gavut ve gölle Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gavut ve gölle yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GAVUT VE GÖLLE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
H.İbrahim SAKARYA
H.İbrahim SAKARYA, @h-ibrahimsakarya
21.1.2011 08:55:08
Şeker gülüm, sabah sabah ağzımızı sulandırdınya gurbette, ne gavut tozuması kaldı ne de ferğaba çıktığımızda bişirdiğimiz misir göllesi. Dediğin gibi her köşe başında bir bardak mısır göllesi 1 TL. Yeni yetmeler nostalji olduğunu da bilmezler ki. Selamlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL