Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER

VAZGEÇMEK

Yorum

VAZGEÇMEK

21

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1377

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.1.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
VAZGEÇMEK

VAZGEÇMEK



Etrafını süzdü.

Sultan Ahmet Camisinin avlusu ve çevre bahçesi gelip giden insanlar ile bir hengâme içerisindeydi. Bu gün günlerden Cuma idi...

Kadın özellikle bu günü seçmişti. Kalabalık olsun istiyordu. Kalabalığın arasına karışıp kendi varlığının görünmemesini, kendisinin dahi katlanamadığı bu duruma başkalarının tanık olmasını istemiyordu.

Ezan okunuyordu. Yanık içli bir ses göğe doğru yükselmeye, oradan da tüm İstanbul’un gözle görünmeyen kenar köşesine ulaşmaya başladı.

Güneş yükselmiş en uç noktasında kâinatın tüm varlıklarına bolca nimetlerini sunuyordu. Börtü böcek ne varsa etrafta, üzerlerine düşen uyuşukluktan kurtulmak istercesine esnemeye başladı.

Kadının karşı sırasında duran papatya çiçeklerinin üzerinde uçuşan kelebekler, narin kanatlarını çırparak o günkü azıklarının arayışına çoktan düşmüşlerdi.

Etrafta Cuma namazına yetişmek için koşuşturan esnaf tipli adamlar, abdestlerini almak için şimdiden kollarını sıvayama başlayarak caminin avlusuna doğru seğirtiyorlardı.

Kadın; kucağındaki ki mavi renk battaniyesine sarılı olan, henüz kırkı çıkmamış bebeğine sarılıp mırıldandı.

_ Allah’ım okunan ezanların hürmetine, sen bana yardım et yarabbi.



Yüzüne inen tokadın etkisiyle aniden gözlerinin önünde şimşekler çaktı. Başı döndü. Sendeledi. Düşmemek için konsolun yanında duran etajere tutundu. Eli gayri ihtiyari karnına doğru yöneldi. Yüzüne yediği bu şamar sanki kendisine değil de, karnında henüz şekillenmemiş olan minik et parçasına atılmıştı.

O an; aklına gelen ikinci şey ise, gözlerinin önünde canlanıverdi. Bir daha hiç yaşayamayacakları anları, önce özlemiyle sonrasında ise nefretiyle geçit töreni yapmaya başladı gözlerinin önünde.

O gün Beyoğlu’nda ki ünlü Saray muhallebicisinde buluştuklarında, önce elleri ardından dudakları buluşmuştu. Bu nedenledir ki en kuytu yerdeki masalardan birinde oturmaları. Herkesten ırak kalan bu kuytu masada, muhallebilerini kaşıklarken doyamazlardı birbirlerini öpmeye koklamaya.

Yasak aşklarını günahkâr mabetlerine taşıyıp, kendilerini zor atarlardı holün soğuk taşlarına. Ardından soluklarının son demini, yatağın beyaz çarşafları arasında kaybedip kendilerinden geçerlerdi.

Önce Adnan çıkardı mabetten. Yetişmesi gereken son tren Haydarpaşa garında haykırdığında ucuucuna kendini atardı peronun karanlık alanına. Nefes nefese kalırdı. Önce yüzündeki, ardından bedenindeki sevişmelerinin tüm izleri silebilmek adına anlını koyardı kompartımanın soğuk camına. Bu da yetmez açardı camını. Esen sert rüzgâra karşı yüzü önce ferahlar sonra da buz gibi olurdu. Aldırış etmezdi. Havsalasında, her an riyakâr yüzüne taktığı o maskeyi düşünür. Az da olsa karısı Nermin’e karşı yaptığı haksızlığın ezikliği, vicdanını ele geçirmeye çalışırdı.

Günahkâr mabedin loş odasında, demir karyolada öylece yatan Beyza’nın hülyalı bakışları yarı uyur vaziyette takılı kalmıştır pencerenin pervazına. Bu gelip gitmelerin ardından yorgun düşen bedeni, bir taraftan aşkın iksiriyle sarhoş haldeyken, diğer yandan tüm bedenini ve ruhunu kıskançlığın o tarif edilemez çarkı sarmış durumdadır.

Bir keresinde dayanamayıp, merakına yenik düşüp Nermin’in gittiği kuaför salonuna ayak attığı an dünyanın etrafında siyah bir çember halinde döndüğünü hissetmişti. Nermin’in o duru ve saf temiz yüzü, gece kâbuslarında onu yatağından uyandırıyordu. Yatağında oturup sırılsıklam olmuş bedenini teskin etmeye çalışıyorken ardı sıra düşünceleri birbirini kovalıyordu. Kıskançlık hissi içini bir kurt gibi kemiriyor, tuhaf sorularına veremediği cevaplar sabahı sabah etmesine neden oluyordu.



Adnan ile aynı işyerinde çalışıyorlardı. Geniş bir salonu olan avukatlık bürosunun en dipteki camım önündeki masa Beyza’ya aitti. Avukat Rahmi Bey Adnan ile çalışma arkadaşlarını tanıştırırken bürodaki diğer kızların Adnan’a nasıl baktıkları Beyza’nın gözünden kaçmamıştı.

O gün ben sana âşık oldum demişti daha sonraki günlerde Beyza.

Yüzünde parmaklarını gezdirirken gözlerinin üzerinde bir an durur; işte bu ela gözlerin beni sana çekti derdi.

Devamında Adnan’ın bir heykel kadar yakışıklı yüzünde en ilgi çekici uzvu olan dudaklarını doyasıya öperdi.



Beyza yanına yaklaşan küçük kız çocuğunun sesi ile irkildi. Yüzü gözü kir içinde pejmürde bir halde olan çocuk elindeki karanfilleri Beyza’ya uzatıp alır mısın abla diye seslendi. Beyza yorgun bir baş hareketi ile çocuğu yanından uzaklaştırdı. Kucağında uyuyan minik bebeğine biraz daha sıkı sarıldı. Etrafında bihaber, görmeden duymadan oracıkta saatlerdir oturuyordu.

O günkü güne aklı kaydı. Acıyla yüzünü buruşturdu.



Son zamanlarda mide bulantısı artınca, korku ve heyecanın birbirine karıştığı bir duygunun etkisiyle doktorun muayenesinde soluğu almıştı. Kalın gözlüklerinin ardından hanımefendi üç haftalık hamilesiniz gözünüz aydın diyen doktora, sadece kuru bir teşekkür ile cevap verebilmişti.

Bir hafta boyunca bu haberi Adnan’dan saklayıp; aydınlık bir günün perdeleri çekilmiş karanlık bir odasında, Adnan yanında nefes nefese yatar halde iken ağzından cümleler dökülüvermişti.

Saniyeler öncesinde yaşanan o çılgın dakikalar, anında buz gibi eriyip boğazlarına kadar dayandığı anda Beyza boğulmak üzereydi. Adnan öncesinde şaşkınlığından sıyrılıp aldırırsın deyivermiş, Beyza’nın dudaklarından dökülen hayır cevabının karşılığında delirmiş bir halde kadını sarsmaya başlamıştı.

Öldürürcesine.
Nerdeyse gizli aşk mabetleri bir cinayet mahalline dönüşüverecekti.

*

Akşam olmak üzereydi. Sultan Ahmet Camisinin arşa yükselen minarelerindeki martılar hızla kanat çırparak uzaklaşmaya başladılar.

Yapamayacağım diye düşündü.

Bebeğini cami avlusuna bırakıp giderken battaniyesinin arasına sıkıştıracağı notu, küçük bir kâğıda yazıp önceden hazırlamıştı. Beyaz kâğıdın üzerinde yazılı kelimeleri gözleri taradı.

Düşündü.

Adnan’ı o günkü kavgalarından sonra bir daha hiç görmemişti. İş yerinden ayrılmış, duyduğu kadarıyla Samatya civarında ki bir yere taşınmıştı.

Omuzlarını silkti.

Adnan onun için tamamen ölmüştü. Kaçmasına gerek yok diye düşündü.

Bu minik bebek kendisindi. Onun canından bir parçaydı. Bu kaderi o seçmemişti. Bu onun yaptığı bir günahtı. Oğlunun üzerine tüm bunları yıkamazdı.

Elindeki kâğıdı buruşturup attı. Bebeğini göğsüne yasladı sıkıca.

Ümraniye’de ki kadın sığınma evinden bahsetmişti arkadaşı.

İçi ürperdi.

Bu sefer umuduyla birlikte... Yolun karşısına yöneldi koşar adımlarla.

Akşam ezanı okunmaya başlamıştı.

Tüm İstanbul un semalarında...

SEVİLAY DİLBER

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Vazgeçmek Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Vazgeçmek yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VAZGEÇMEK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
KEMAH_LI
KEMAH_LI, @kemah-li
21.2.2012 00:10:17
Evet bu yazınızı okurken gittim geldim...Oysa her gün şahit olduğu ve yaşadığım dramların içinde bilmediğim bir nokta idi..Şimdi cami duvarlarının dibine birakılma pek azaldı..Evet Kadın sığınma evlerinde ne dramlar yaşanıyor bir bilinse..Neden hep anne ile çocuk acısını cekip bedelini ödüyor peki..Nesepsiz bir çocuk ve tertemiz bedenini teslim ettiği kişi tarafından lekeli bir alın..Adamı samatyada bulmak gerekir bence..Kadının yüceliğini küçültmenin bedelini oda ödemesi lazım..Bu yüzden Medeni Kanunun tanıma hükmüne karşıyım ben...Anneler anneler... Sevgili yazarım..Bende duygularımı yazdım işte ..Yazınızın çıktısını alıp Sosyal Hizmetlerde görev yapan Psikolojik danışmanlara okuyacağım .. Kaleminize sağlık....Sayfılar sunarım.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
21.1.2011 23:59:13
TEBRİK EDİYORUM BU GÜZEL ESERE VE YAZARINA. SEVGİLERİMLE
Etkili Yorum
BANU ULUDAĞ
BANU ULUDAĞ, @banuuludag
21.1.2011 20:23:24
Sevgili Sevilay, özellikle yazıda zaman içindeki gelgitlerde ne kadar başarılı olduğunuzu söylemeye kelimeler yetmez.

Gerçekten hayran olunacak bir yetenek var sizde.

Tebrik ederim..
Bu arada iyi ki bebeği bırakmadı :))) Yüreğime oturacakdı:)


Sevgilerimle
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
21.1.2011 14:23:10
toplumda var böyle kadın tipleri ,birgüzel yatarlar ,hamile de kalırlar ,ama düşünmezler ,demorolize olmuş konular artık hergün tv köşelerindeki ezik tipler ,biraz matematik biraz akıl diyorum ben


Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN, @selahattin-yetgin
21.1.2011 13:00:21
Ölçüsünü bilemediğimiz sınırsız kopuşların geride bıraktığı hüzün tuzlarını götürünce rüzgâr uzaklara, tozuna yüz sürdüğümüz anıların göğsünde kendimize dönecek bir yön ararız. Bulutlar geçer üstümüzden yalnız kaldığımızda, her mevsimin ağusu ayrıdır ve biz en çok gecelerin uzun geçtiği hüzzam düşünüşlerin perdelerini anılar titrettikçe ağlarız.
Kutladım yürekten...
hicbitmez
hicbitmez, @hicbitmez
21.1.2011 12:59:45
Elindeki kağıdı buruşturup attı. Bebeğini göğsüne yasladı sıkıca.

Ümraniyede ki kadın sığınma evinden bağsetmişti arkadaşı.

Allah korkusu ve merhametli olan insanin cesaretide var herseyi tek basina gögüsleyebilecek kadar.
Cok güzeldi etkileyici bir öykü.

Yüreginize saglik ve tebrikler
Sevgilerimle
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
21.1.2011 11:20:25
Kutlarım,başarılarınızın devamını dilerim.

Saygılarımla.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
21.1.2011 10:08:34
çok üzgünüm bu güzel yazıyı kaçırmışım....ama kutlamasına yetiştim....yazı layık olduğu yerde farklı bir kalem....okuyucuda iz bırakıyor...saygılar
Mustafa Sakarya
Mustafa Sakarya, @mustafasakarya
21.1.2011 10:02:40
Düşündüren, insanın içini burkan bir konusu vardı, tabi bu duyguları hissettirende kalemin ustalığıydı.

Tebrik ederim.
Toynak
Toynak, @toynak
21.1.2011 09:58:31
o kadar güzel bir yazı ki
defalarca okurken içimizin durulandığını
ve hüznün içine huzur katabilmeyi başardığımı keşfettim
kutlarım haklı seçkjiyi
sevgiler saygıalr
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
21.1.2011 09:47:08
Güne gelen güzellikteki yazınızı kutlarım. Sevgilerimle...
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
21.1.2011 07:34:01
Yasak aşkın, sonunda sıkıntı ve ızdırabını tek başına kadının çektiğini gözler önüne seren bir yazı.
Anlatımınız akıcı, okuyucuyu çekiyor, tebrikler, sevgi ve selamlarımla.
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
21.1.2011 00:46:02
tebrikler....dua selam üzre....

hayırlı cumalar diliyorum...
izmirim
izmirim, @izmirim
21.1.2011 00:11:47
Günün yazarını kutlarım.Bizden bir öyküydü.Saygılar.
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir, @huseyinakdemir
20.1.2011 23:16:57
bir öykücünün sayfasında olmak ne güzel şey.
Hiç bir şey bu kadar mutlu edemez beni.
Hiç bir şey bir öyküdeki sıcaklığı ve mutluluğu veremez bana.

kutsal kitaptan sonra, insanı en iyi en güzel anlatan şeydir öykü.

Sağolun, sağolun, sağolun Sevilay hanım.
Saygıyla kalın...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
20.1.2011 18:54:42
Öyküdeki kahramanımız, hayatın içinden birileriydi/ yaşanmış ve yaşanmaya halen devam eden olaylar zinciri...

Yasak aşktaki, erkek ve kadının durumunu gözler önüne seren gerçek... Aşk iki kişiyle yaşanırken, sorumluluğun tek tarafta kalması ne kadar acı. Sevgili yazarımız yazısıyla toplumun çarpık yönünü güzel anlatmış.

Ve annenin ne kadar cefakar bir varlık olduğunu. Peki baba nerede? Aşk yaşarken iyi, peki ya çocuğun suçu ne? O çocuk nasıl bir sevgiyle yetişip topluma ne verecek? Ne aldıysa onu...Hiç bir şey; kocaman bir hiççç!!!!

Tebrik ederim... sevgimle...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
20.1.2011 18:29:01
Hayatın pembesini yitirmiş nice kadınlarımız var. Allah yardımcıları olsun. Çok duygulandım. Bir çocuğun yeri aç ve açıkta bile olsa annesinin yanıdır. Tebrikler canım. Sevgilerimle...
Sevgi Salman
Sevgi Salman, @sevgisalman
20.1.2011 17:24:13
Gazetelerin 3. sayfalarında buna benzer olaylar yer almıyor mu? Nice Adnanlar var bırakıp ardına bakmadan kaçan, nice Beyzalar yasak aşkın meyvesiyle tek başına bırakılan...

Yüreğinize sağlık...Sevgiyle kalın
incidal
incidal, @incidal
20.1.2011 15:55:41
Sade, duygu dolu ve yaşanmış kadar gerçek.Çok güzel işlemişsiniz.Tebrikler ve selamlar.
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
20.1.2011 15:44:53
9 puan verdi
Anlatımdaki sadelik yazıya ilk adımı kolaylaştıran etken

ki seçilen konu ve işlenişi ile yine sizden yine zengin...

tebrikler...
binyıl
binyıl, @binyil
20.1.2011 15:01:20
10 puan verdi
Anlatım çok iyi, cümleler içinde bir tane bile devrik cümleye rastlamak sözkonusu değil. Kurgu mu, gerçek hayat mı bilmiyorum ama toplumun bir çok kesimine hitap ettiği gerçek...

Bence siz deneme yazılarında çok iyisiniz...


sevgiyle kalın...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL